Cariye diğer bir ifadeyle halayık, akçe ile alınıp satılan hizmetçi kız veya harpte esir düşen ve sahibinin malı sayılan kız ya da kadındı. Kısaca kadın köle demektir.
Cariye anlamında kullanılan diğer kavramlar, fetiyye (genç kız, kadın hizmetçi ve cariye), eme (köle kadın) ve hadime (kadın hizmetçi) ‘dir. Cariyeler kullanım yetkileri sahiplerinde bulunan mal sayılırlardı. Cariyeler hizmet ettiği alana göre farklı adlarla anılırlardı. Misal sürriyye, mülk ve cinsel birliktelik amacıyla alınan cariye kadınlara denilmiş, kayne ise şarkıcı cariye anlamında kullanılırdı.
İslamiyet öncesi Araplarda toplumun bir ferdi bulunan cariyelerin İslam öncesi dönemde bireyin üstünde her hakkı olduğu bir obje yani keyfi bir mal (alınma, satılma, cezalandırma ve cinsel obje) olarak kullanıldığı bilinmektedir. İslamiyet’in ilk devrindeyse yine bireyin maliki olduğu mal olarak kabul görüp ayriyeten bazı haklar tanınmıştır.
Cariye Olma Durumu
Hz. Peygamber (s.a.v) zamanındaki Arap toplumunda bir kadın ölene kadar özgür veya köle olmuyordu. Dönemin kadınları gerek köle gerekse özgür yaşarken konum değiştirmelerinin farklı sebepleri bulunurdu. Bu sebepler cahiliye ve İslami dönemde bazı farklılıklar teşkil etmektedir.
Cahiliye devrinde özgür bir kadının cariye olma durumu ; esir düşmesi, satın alınması, hediye ve bağış olarak verilmesi, miras olarak geçmesi ve kaçırılması veya çalınmasıdır.
İslami dönemdeyse özgür bir kadının cariye olma durumu; esir alınmak ve cariye bir anneden doğmaktı. Böylelikle İslami dönemde cahiliye dönemine nazaran cariye olma sebeplerinin azaltılmış olduğu görülür.
Cariye Vasfı Ne Zaman Biter
Hz. Peygamber (s.a.v) zamanındaki Araplarda özgür bir kadın bütün hayatı müddetince özgür değildir. Aynı şekilde özgür olmayan yani köle olan kadın da ölene dek köle değildir. Öyle ki bir kadın köle türlü yollarla özgür de olabilir köle de olabilirdi. Bir cariyenin özgür olabilmesi için birkaç sebeplerin olması gerekmektedir.
Bunlar; azat edilmesi, ailelerine iade edilmesi, efendisi ile evlenmesi ve özgür olmak için belli bir bedel verme konulu bir anlaşma yapılmasıdır.
Cariyenin Görevleri
- Bu durumda cariye de bir evin hemen hemen bütün görevlerini üstlenirdi.
- Kuyulardan su getirmek,
- Un öğütmek,
- Hamur yoğurmak,
- Evi süpürüp temizlemek,
- Efendilerinin şahsi işlerinde yardımcı olmak (abdest suyunu dökmek),
- Ateş yakmak,
- Odun toplamak,
- Ekinlere su taşımak,
- Koyunları otlatmak,
- Hayvanların bakımını yapıp süt sağmak,
- Misafirlere ikramda bulunmak,
- Efendilerinin çarşı pazar alışverişini yapıp türlü ihtiyaçlarını karşılamaktır.
- Ayrıca bu görevlere ek cariyelerin sütannelik yaptıkları da kaynaklarda belirtilmektedir.
Bazı kadın köleler bu görevleri sahiplenip efendilerinin paralarını artırdığı rivayet edilmiştir. Ancak bazı cariyelerin görevini yanlış yaptıklarını söyleyen sahipleri onları şiddetle cezalandırdıkları kaynaklara yansımıştır. Örneğin ev işini hatalı yapması veya otlattığı koyunlardan birini kurda kaptırması üzerine cariye dayak yemiştir.
Cariyelere Cahiliye Devrinde Verilen Cezalar
- Efendileri tarafından dövülebilirdi,
- Elinin kesilmesi,
- Kulağının kesilmesi,
- Burun gibi organların kesilmesi,
- Öldürülmesi,
Kimsede bu cezalardan dolayı cariyenin sahiplerini suçlu tutamazdı. Lakin Hz. Peygamber (s.a.v) döneminde efendiler bu tarz hareketlerden sorumlu tutulup özgür – köle ayrımının yapılmadığı görülmüştür. Mesela bir efendi bir cariyesine tokat atıp dişini kırmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v) bu durumda kısas uygulanmasını belirtmiştir.
Bu dönemde kadın kölelerin giyim tarzları da önemliydi. Çünkü özgür kadınlar ile cariyelerin aynı giyinmeleri bazı sorunlara yol açmıştır. Mesela bir münafık dışarı çıkan Hz. Peygamber (s.a.v) ‘in hanımlarının karşısına çıkarak onları rahatsız etmiş ve onları cariye sandığını söylemiştir. Bu mezkur olayın üzerine özgür kadınlar ile cariyelerin karıştırılmaması ve onların tanınmaları için üstlerine bir dış kıyafet giymelerinin emredildiği ( Ahzab suresi 59. ayet) görülmektedir.
Osmanlıda Cariyeler
Harem-i Hümayun padişah, ailesinin ve hizmetlilerinin yaşadığı, gündelik hayatın geçtiği mekan anlamına gelmektedir. Harem çoğu zaman işleyişi ve yapısı anlamında merak uyandıran bir yer olmuştur. Haremde padişah ve ailesine hizmet ile vazifeli sınıfa ise “cariye” denilmekteydi.
Osmanlı Toplum Yapısında Cariye Sınıfı
Çoğu zaman padişahın hizmetinde bulunan bir sınıf olarak düşünülen Cariye sınıfı aslında padişah, valide sultan, şehzadeler ve sultanların velhasılı padişahın tüm ailesinin hizmetlerinde vazifeli olan bir sınıftı. Yeni doğan bir şehzade ve sultan için de “daye kalfa” ve “dadı kalfa” olarak adlandırılan cariyeler tahsis edilirdi.
Osmanlı toplum yapısında cariyelik sadece hareme ait bir kavram da değildir. Çağın toplum yapısında yer alan kadın kölelerde dahil olmak üzere kölelik kavramı, kölelerin alınıp satılması, çeşitli hizmetlerde kullanılması toplumsal yapının bir parçası durumundaydı.
Harem-i Hümayun’da Cariyeler
Osmanlı’da hür olan müslüman kişiler köleleştirilmesi yasaktı. Bu nedenle cariyeler çoğunlukla Afrikalı, Gürcü ve Çerkez kadınlardan seçilirdi. Çoğunlukla varlıklı aileler kendi yetiştirdikleri cariyeleri saraya verirler, bazen de devlet adamları hediye ederlerdi.
Saraydaki Cariyeler Üç Kategoriye Ayrılırdı
- Acemi,
- Kalfa
- Daye Kalfa
- Dadı Kalfa
- Usta
- Hazinedar Usta
7 yıllık eğitim ve deneyimin ardından usta olurlardı. Harem-i Hümayun’da en fazla cariyeler kalfalardı. Kalfalar hem gündelik işler ile hem de acemi cariyelerin yetiştirilmesi işiyle alakadar olurlardı.
Hazinedar Usta, Usta cariyelerin başındaki isme denirdi. Hünkar, hazinedar ustasını güvendiği ve ayrı tuttuğu kalfaları arasından seçerdi. Sultan tarafından doğrudan seçildiğinden dolayı taht değişikliğinde usta da değişirdi.
Burada bir parantez açmak gerekirse İslam Fıkhı’nda İstilad denilen bir terim vardır. İstilad: kişinin câriyesini hamile bırakmasıyla başlayan ve câriyenin hürriyete kavuşmasıyla sonuçlanan hukukî süreci ifade eder. Ümmüveled ise efendisi tarafından hamile bırakılan cariyeye denilmekteydi.
İstilad Osmanlıda da uygulanmıştır. Bir cariye padişahın eşi olursa kadın efendi ve ikbal olarak isimlendirilir hürriyetine kavuşurdu. Onun emrine de cariyeler verilirdi.
Usta cariyeler sadece Padişah, valide sultan, şehzade ve sultanların hizmetinde bulunurlardı.
Cariyelerin Eğitimi
- Oturma
- Kalkma
- Yürüyüş
- Bedensel İfade temel gibi eğitimlerin ardından,
- Okuma
- Yazma
- Müzik
- Dans
- Enstrüman
- Musiki alanlarında eğitimler verilirdi.
Eğitim süreleri 7 ile 9 yıl arasında değişir, eğitimlerinin ardından hürriyetlerine kavuşabilirlerdi. Azat edildiği hâlde görevinde kalmak isteyen cariyeler görevine devam eder, evlenmek isteyen cariyelere de izin verilirdi.
Blok yazımı okuduğun için müteşekkirim. Başka yazılarda görüşmek dileğiyle…
KAYNAKLAR
Daha detaylı bilgi için buraya ve buraya ayrıca Feyza Betül KÖSE’nin Cariye isimli kitabı kullanılabilir.