Osmanlı İmparatorluğu‘nun etkileyici tarihinde, Sultan 2. Abdülhamid Han ve Yavuz Sultan Selim Han’ın türbedarı arasında yaşanan olay, tarihi bir ders niteliğindedir. Bu ilginç hikaye, 34. Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamid Han’ın 33 yıllık hükümdarlığı döneminde gerçekleşir. Osmanlı İmparatorluğu’nun düşmanlarıyla büyük mücadeleler veren Sultan II. Abdülhamid Han, dedesi Yavuz Sultan Selim Han’a olan saygısını da her fırsatta dile getiriyordu.
Yavuz Sultan Selim Han’ın türbedarı ise, hayatın zorluklarıyla baş etmeye çalışan, yoksul bir adamdı. Bir sabah, hamile eşi ondan kiraz almasını istedi. Türbedar, eşini anlıyordu, ancak kirazın mevsimi henüz başlamış olduğu için oldukça pahalıydı. Yine de eşine umut vererek evden ayrıldı ve türbeyi süpürmeye başladı. O günün sonunda, eşinin “kiraz aldın mı?” sorusuna nasıl cevap vereceğini kara kara düşünüyordu.

Tam bu düşüncelerle meşgulken, elindeki süpürgenin sapıyla Yavuz Sultan Selim Han’ın sandukasına vurdu ve üzgün bir sesle:
“Bir de evliya olduğunu söylerler! Hey Koca Sultan! Senelerdir sana hizmet ediyorum, bir defacık olsun himmet etmedin. Ne olacak şimdi benim hâlim? Kiraz alacak param yok. Hanımın hâli de meydanda!”
Akşam eve döndüğünde, başka olaylar yüzünden kiraz meselesi unutulur. Ertesi sabah türbeye gider ve kapıyı açarak beklemeye başlar. Bir anda, Sultan II. Abdülhamid Han’ın adamı karşısında belirir ve türbedarı huzura çıkartmak için hemen faytona binmesini ister.
Şaşkınlık içinde olan türbedar, neden çağrıldığını düşünüyordur. Türbeye hizmet etmeye devam etmek isteyen bu alçakgönüllü adam, Sultan’ın huzuruna çıkmaya layık olmadığını düşünmektedir. Sarayın avlusuna vardığında, nöbetçiler tarafından hemen huzura alınır.
Sultan II. Abdülhamid Han, türbedarı dikkatle süzdükten sonra yumuşak bir sesle sorar:

“Ceddim Yavuz Selim Han’ın türbedârı sen misin?”
Türbedar,
“Evet Sultanım!” diye cevap verir.
Sultan,
“Dün türbede neler oldu? Derdin nedir? Bir meselen olmalı?” diye sorar.
Türbedar, şaşkın ve ürkek bir tavırla, “Sultanım, bir şeyler olmadı, bir derdim de yoktur. Sağlığınıza duâcıyım.” der.
Abdülhamid Han, sesini yükselterek ve sertleştirerek,
“Türbedar efendi! Sana söylerim. Dün türbede neler oldu, meselen nedir, açık söyle!” der.
Türbedar, bu defa gerçeği söylemeye karar verir ve yaşadığı olayı anlatır:
“Sultanım, zevcem hâmile. Benden kiraz istedi. Çok pahalı olduğu için alamadım. Bunun için de velînimetim Sultan Selim Han’ın sandukasına dokundum; bir de evliya olduğunu söylerler bunca yıldır hizmetini görürüm, bir himmetini görmedim, dedim.” der
Ortalığı bir sessizlik kaplar. İki tarafta da derin düşünceler hüküm sürer. Bir süre sonra Sultan, şu sözleri dile getirir:
“Sen orada dedemin sandukasına vurdun, o da burada sabaha kadar benim başıma vurdu. Al şu bir kese altını, bir daha böyle şeyler için Selim Han ceddimi rahatsız etme, doğruca bana gel!”

Daha sonra emir subayına dönen Abdülhamid Han, şöyle emir verir:
“Selim Han’ın türbedârının maaşı iki misline çıkarılsın, sıkıntıdan kurtulsun. Bir derdi olunca da hemen bana gelmesine izin verilsin.”
Bu tarihi rivayet, Sultan 2. Abdülhamid Han’ın adaleti ve yardımseverliğini göstermesi açısından önemlidir. Aynı zamanda, Osmanlı tarihinde padişahların halkın dertlerine nasıl duyarlı olduğunu ve geleneksel değerlere bağlılığını gösteren bir hikaye olarak hafızalarda yer edinmiştir.
- Donanmayi Osmani Muaveneti Milliyye CemiyyetiDonanmayi Osmani Muaveneti Milliyye Cemiyyeti İkinci Meşrutiyetin 23 Temmuz 1908’de ilan edildiği dönemde kurulmuştur. Bu dönemde toplumsal yaşamda büyük bir canlılık meydana getirmiştir. Özgürlük rejiminin içgüdüsel gereği olarak ülkenin her yerinde cem’iyyet ve dernekler kurulmuş ve bu cemiyetler toplumsal yaşamın ayrılmazbir parçasını oluşturmuşlardır. Bu dönem içerisinde kurulan cemiyetlerden birisi de Donanmayi Osmani Muaveneti Milliyye Cemiyyeti’dir. …
- Surre Alayı: Osmanlının Hürmet NişanıSurre Alayı, Surre kelime olarak “içine para konulan kese veya cüzdan” demektir. Surre Alayı (Surre-i Hümâyûn), “dağıtımı hac zamanına yetiştirilmek üzere Osmanlı padişahları tarafından Medine’de Ravza-i Mutahhara görevlileri, Mekke’de Mescid-i Haram vazifelileri ile Kudüs’teki Mescid-i Aksâ görevlilerine, bu şehirlerdeki kutsal mabetler civarında oturan yoksullara, âlimlere ve hayatıyla halka örnek olan sâlih kimselere dağıtılmak üzere gönderilen para …
- Osmanlı Kaleleri: Adakale KalesiADAKALE KALESİ Adakale Kalesi Romanya’da Tuna Nehri üzerinde, Transilvanya Alpleri ile Balkan Dağları arasında Demirkapı Geçidi’nin 4 km. yukarısında bulunan 160.000 m²’lik alana sahip Orşova şehrinin tam karşısında bir ada bulunan Osmanlı Kalesi idi. Adakale Kalesi Romanya’da Tuna Nehri üzerinde, Transilvanya Alpleri ile Balkan Dağları arasında Demirkapı Geçidi’nin 4 km. yukarısında bulunan 160.000 m²’lik alana …
- Osmanlı Kaleleri: Akçahisar (Kruya) KalesiAkçahisar (Kruya) Kalesi, Arnavutluk’un orta kesiminde, Tiran’ın kuzeyinde yer almaktadır. Kasaba’nın en eski kısmı kayalık bir yüzey üzerine kurulan, her tarafı sarp kayalıklarla çevrili kaledir. Kale 800 m. uzunluğunda, yaklaşık 275×150 metrelik bir alanı içine alan sura sahiptir. Akçahisar (Kruya) Kalesi, Arnavutluk’un orta kesiminde, Tiran’ın kuzeyinde yer almaktadır. Kasaba’nın en eski kısmı kayalık bir yüzey …
- Ertuğrul Fırkateyni “Dostluğun Kanıtı”Ertuğrul Fırkateyni Nerede Battı? Ertuğrul Fırkateyni Hangi Ülkeye Gidiyordu? Hangi Padişah Zamanında Hazırlandı? Başındaki Kaptan Kimdi? Ertuğrul Fırkateyni Nerede Battı? Ertuğrul Fırkateyni Hangi Ülkeye Gidiyordu? Hangi Padişah Zamanında Hazırlandı? Başındaki Kaptan Kimdi? Tüm bu soruların cevabını yazımızın detayında bulacaksınız. Dönemin Osmanlı Sultanı Sultan Abdülaziz zamanında (19 Ekim 1863) yılında bir gemi inşa ettirildi. Ertuğrul adını …
- Prof. Ebubekir Sofuoğlu: Google’ı ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han’dırProf. Ebubekir Sofuoğlu: Google’ı ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han’dır Gerçek Gündem’de çıkan habere göre; Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, “Google’ı kullanan, ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han’dır” iddiasında bulundu. Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, “Google’ı kullanan, ilk icat …
Prof. Ebubekir Sofuoğlu: Google’ı ilk icat eden Sultan Abdülhamid Han’dır Devamı »
- Varvar Ali Paşa İsyanıSultan İbrahim başka bir adamın karısına göz dikecek kadar yoldan çıkmış mıydı? İşin aslı nedir? Varvar Ali Paşa neden isyan etti? Detaylar yazımızın devamında… Osmanlı Cihan İmparatorluğuydu. Fakat bazen de boyle talihsiz olaylarda olmuştur. İşte sizler için derlediğimiz İpşir Paşa’nın ve Hazin bir şekilde hayatı sonlanan haklı dava adamı Varvar Ali Paşanın hikayesi. Ders alınması …
- Vahdettin İngiltere’ye Sığınmak İstemiş miydi?Vahdettin İngiltere’ye Sığınmak İstemiş miydi? Son Osmanlı hükümdarı ve İslam halifesi Sultan 6. Mehmet Vahdettin (Vahideddin), 16 Ekim 1922 tarihinde İngiliz zırhlısı Malaya ile İstanbul’dan ayrılmış ve ülkesini terk etmişti. Bu ayrılış hikayesinin detayları İngiliz arşivinden bir belgenin ortaya çıkması ile tarih sayfaları arasındaki yerini tekrar akıllara getirdi. Sultan Vahdettin kaçmış mıydı yoksa sürgün mü …
- Ermenilerin Bölücülük, FaaliyetiErmenilerin İsyanı, Terör ve Propaganda en belirgin şekilde 19. yüzyılda rastlanır. 19. yüzyıla gelindiğinde Sömürgecilik ve milliyetçilik hareketleri Osmanlı Devleti gibi büyük imparatorlukların parçalanmasını hızlandırmıştı. Geri kalmış bölgeleri sömürgeleştiren düveli muazzama adı verilen İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Çarlık Rusyası gibi devletlerin çıkarları Osmanlı Devleti ile birçok yerde çatışıyordu. Türklerin Anadolu’ya gelmesi Anadolu’nun kaderini değiştirdiği gibi …
- Ermeni İsyanı ve TerörüOsmanlı Devleti’nin zayıflamasını arzulayan sömürgeci güçlerin, misyonerlerin ve kendisini Osmanlı tebaası olan ortodoksların hamisi sayan Rusların tahrikiyle 1800’lü yılların sonuna doğru Ermeni çetelerin terör ve isyan faaliyetleri başladı. İlk olarak Doğu Anadolu’da başlayan çetecilik faaliyetleri askeri açıdan bir tehdit oluşturduğu gibi sivil halkı da tehdit ediyordu. Azınlık okullarında silahlı eğitim veriliyor, yabancı okullarda Ermeni bölücülüğü …
- Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndan Tehçir İle İlgili AçıklamaDevlet Arşivleri Başkanlığı tarafından Tehcir ile alakalı olarak sosyal medya hesaplarından açıklamalarda bulunuldu. Açıklamada; “I. Dünya Savaşını bir bütün olarak değerlendirdiğimizde olayları doğru kavrayabiliriz. Savaşın başlarında Rusların Osmanlı topraklarına saldırması ile Ermeniler bu hücuma destek olmak amacıyla isyanlara başlamışlar ve katliamlar yapmışlardı. Sevk kararı bu izlenimler sonucu verilmiştir. İstila edilen topraklarda Müslüman halkın yaşadıkları, sevk …
Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndan Tehçir İle İlgili Açıklama Devamı »
- Sultan İkinci Murat Han ve Hayır EserleriSultan İkinci Murat Han 1404 yılında Amasya’da dünyaya geldi. Annesi Dulkadiroğlu Süli Bey’in kızı Emine Hatun’dur. 1421 yılında 18 yaşında iken babasının ölümünden 41 gün sonra Edirne’de tahta geçti. Kaynaklar Sultan İkinci Murat Han’ın orta boylu, geniş göğüslü. ablak çehreli, ela gözlü, kızılımsı kumral sakallı olarak tarif etmektedir. Sultan II. Murat Han zamanında halk, askerler …
- Vefâtımdan Sonra Sandukamın Üzerine Konulsun!Yüce Sultan Mısır seferi esnasında “Vefâtımdan Sonra Sandukamın Üzerine Konulsun!” sözünü niye söyledi. İlimin kıymeti harbiyesinin temsili olan bu sözün meydana geldiği olay nedir… Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ın fethinden sonra, bir gün veziriazam Piri Paşa’yı çağırıp: “Piri lalam! Allâh’ın izni ile Misır’ı fetheyledik. Hådimü’l-Haremeyn olmakla şereflendirildik. Her gittiğimiz tarafta fetihler nasib oldu ve emrimize …
- Osman Gazi ‘nin Soy Ağacının Dayandığı Son HalkaOsman Gazi ‘nin nesebinden bahsetmeden önce konuya ilişkin bir kaç söz etmenin yerinde olacağını düşündük. Büyük Selçuklular Anadolu’yu istila etmeye başladıklarında kendilerine tabii aşiretleri parça parça farklı tarihlerde ayrı ayrı Anadolu’nun çeşitli bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Bu yerleştirilen aşiretlerin arasında Osmanlı Beyliği’ni kuran Kayı Boyu’da yer almaktadır. Kayı kelimesinin manası muhkem, kuvvet ve kudret sahibi anlamındadır. Damgası …
- Ayas Mehmet Paşa: Vebanın Kurbanı VeziriazamAyas Mehmet Paşa, doğum tarihi tam olarak bilinmemekle beraber Arnavutluk/Avlonya yakınındaki Himara’da hayata gözlerini açtı. Pençesinde ve mezar kitâbesinde baba adının Mehmed olarak geçtiği biliniyor. Eğitimine Enderun’da başladıktan sonra ağalıkla saraydan ayrıldı. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferine Yeniçeri ağası olarak katıldı ve büyük faydalar sağladı. 1519’dan itibaren önce sancak beyi, sonra beylerbeyi olarak hizmet gördü. …
- Enver Paşa-Mehmetçiğin Enver’i-2İkinci Bölüm İşte Hasan Ağa başta olmak üzere saf, muhterem köylüler hükümetin büyümesini, iyiliğini istiyorlardı. Bir gün yine bir jandarma köye geldi. Fakat çehresinde bir meyvist? vardı. Hasan Ağa adil bir hükümetin elbisesini taşıyan bir jandarma da ciddiyetle imtizaç etmiş mütebessim bir sima görmek istiyordu. Bu hal Hasan ağayı müteessir etti. Selam verildiğinden, sonra Hasan …
- Kavalalı Mehmet Ali Paşa IslahatçıydıKavalalı Mehmet Ali Paşa 4 Mart 1769 tarihinde bugünkü Yunanistan’ın Kavala şehrinde doğdu. Kökeninin Arnavut olduğu sanılmaktadır, fakat atalarının toprak probleminden dolayı Konya’dan Kavala’ya göç ettiği düşünülmektedir. Kavalalılar Hanedanı’nın kurucusu olan Mehmet Ali Paşa, Mısır ve Sudan’ın ilk hidividir. Osmanlı Devleti’ne karşı ilginç bir şekilde hiç yenilmeyerek başarıyla sonuçlanan bir isyan çıkarmıştır. O dönem, Sudan, …
- Sultan İbrahim Gerçekte Deli miyidi?1. Sultan İbrahim Kimdir? Sultan İbrahim, 18. Osmanlı Padişahı ve 97. İslam Halifesidir. 4 Kasım 1615’te Sultan I. Ahmet ile Mahpeyker Kösem Sultan’ın son evladı ve şehzadesi olarak dünyaya gelmiştir. Sarayda kendine tahsis edilen hocalardan iyi bir eğitim aldığı düşünülmektedir. 8 Şubat 1640 tarihinde ağabeyi Sultan IV. Murad’ın vefatı üzerine hanedanın hayattaki tek şehzadesi olarak …
- Kölelik Kavramı ve Köle TicaretiKölelik, sıradan kesim insanlardan ziyade, savaşlar nedeni ile yurtlarını kaybedip esir düşen, üst zümrenin elinin altında çalıştırdığı, hayatta kalma mücadelesi veren iş gücü sınıfıydı. Köle, şahsi ve dini görevlerinde hür insanla aynıyken sosyal görevlerinde farklı durumdaydı. Çünkü köle hukuki olarak mal-eşya sayılmaktaydı. Köle kelimesi Türkçe’de köle, kul, bende, halayık, esir, cariye* ve odalık* kelimeleri ile …
- Osmanlılar ÜzerineOsmanlılar Üzerine Osmanlılar üzerine konuşacağımız bu yazımda, sizlerle Osmanlıların kuruluş döneminin şartlarını ele alacağız. Hayırla okuyunuz. Oğuz Han’ın soyundan gelen Kayılar, birliklerini sağladıkları vakit ata topraklarından kalkarak uç topraklara yönelmişlerdir. Mukadderat… Dönemi şöyle bir ele aldığımızda; Anadolu Selçukluları yükselme dönemini yaşasa da Sultan Alâeddin’den sonra Selçukluları hiçte iyi günler beklemiyordu. Satılmış emirler ve daha da …
- Fatih zehirlenerek mi öldü? Fatih’in hastalığı neydi?Son zamanlarda Fatih Sultan Mehmet’in ölümü merak edilen konular arasında. Fatih zehirlenerek mi öldü? Hekimler ilaç yerine zehir mi verdiler? Zehirlenme iddiaları doğru mu? Fatih’in hastalığı neydi? Fatih Sultan Mehmet Han, her daim insanların merakını celbeden, ilgisini üzerine meylettiren çarpıcı bir tarihi figürdür. Padişahın karakteri, büyük hedefleri ve bu hedefleri gerçekleştirme yolundaki sarsılmaz azmi, erişilmez …
Fatih zehirlenerek mi öldü? Fatih’in hastalığı neydi? Devamı »
- Orta Çağ’dan Yeni Çağ’a, Fatih Sultan MehmetÇağ kapatıp çağ açan imparator; sultan, Grand Turco (Büyük Türk), Ebu’l-Feth, Kayser’i Rum ve Roma İmparatoru gibi başlıca sıfatlara sahip olan Fatih Sultan Mehmet Han, Osmanlı İmparatorluğu’nun yedinci padişahıdır. Mehmed’i Sani yani Fatih Sultan Mehmet Han. Mayıs ayının 3’ünde ölüm yıl dönümünü geçirdiğimiz bu büyük Hakan’ı anarken ne kadar tanıdığımızı ve her şeyden önemlisi çağ …
- Ayasofya Çarşısı nerededir? Yandı Mı?Ayasofya Çarşısı nerededir? Ayasofya Çarşısı ne zaman yandı? Günümüzde hala var mı? Ayasofya Çarşısı nerededir? Ayasofya Çarşısı: Ayasofya Camii’nin, yanan Adliye Nezareti binası ile Ayasofya Hamamı’nın önünde barakalardan kurulu, bugün var olmayan eski bir çarşıdır. Ayasofya Çarşısı ne zaman yandı? Günümüzde hala var mı? Ayasofya Çarşısı nerededir? Yandı Mı? Kestane ağaçlarının altında ve duvar diplerinde …
- Dolmabahçe SarayıDolmabahçe sarayı nerededir? Dolmabahçe Sarayı’nın bölümleri? Dolmabahçe Sarayı’nın mimarisi nasıl? Dolmabahçe Sarayı’nın dekorasyonu nasıl? Dolmabahçe Sarayı’nın ana yapısı ve daha fazlası için yazımızı okuyabilirsiniz. Dolmabahçe Sarayı’nın bulunduğu bölge her dönem içerisinde önemli olmuş, bu bölgede padişahlara ait köşk ve bahçeler de yapılmıştır. Hatta Osmanlı donanması açılmadan önce son olarak burada toplanmaktaydı. Saray Beşiktaş’ta bulunmaktadır. Saraya …
- Yıldız SarayıYıldız Sarayı, III. Selim tarafından annesi Mihrişah Sultan için yapılmış, III. Selim’in babası III. Mustafa adına da rokoko tarzında bir çeşme inşa edilmiştir. Yıldız Sarayı, II. Abdülhamid’in her detayıyla özel olarak ilgilendiği bir saray kompleksi olarak yıldan yıla genişlemiş, yüzölçümü zaman içinde beş yüz bin metrekareyi bulmuştur.Devletin idari merkezi olarak yapılandırılan Yıldız Sarayı, Sultan II. …
- Çırağan SarayıÇırağan ne demek? Neden Çırağan Sarayı deniliyor? Çırağan Sarayı nerede? Çırağan Sarayı kim tarafından yaptırıldı? Soruların cevabı ve daha fazlası için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz. Çırağan; Lale Devri’nde (1718-1730), mum ve kandil ışığında yapılan gece eğlencelerine verilen isimdir. Sarayın bulunduğu yerde de bu eğlenceler yapıldığı için saraya “Çırağan Sarayı ” denmiştir. Beşiktaş’la Ortaköy arasında, Lale …
- Beylerbeyi SarayıBeylerbeyi Sarayı ne zaman yaptırıldı? Beylerbeyi Sarayı’nın mimarı kim? Beylerbeyi Sarayı’nın bölümleri neler? Beylerbeyi Sarayı’nda kimler konuk edilmişti? 1829 yılında II. Mahmud Beylerbeyi’nde ahşap bir saray yaptırdı. Mâbeyin ve Harem daireleri, Serdâb Köşkü, Sarı Köşk, Şevkābâd, Küçükyalı, Büyükyalı ve bendegân daireleri, hamamlar, mutfaklar ve ahırlardan meydana gelen bu tesisler bu devredeki en büyük sahil sarayını …
- Hasan Fehmi Paşa: Uyanırsa o da giderSultan II. Abdülhamid Han zamanında gümrük emini olan Hasan Fehmi Paşa bilgili, faziletli ve aynı zamanda sabırlı, cesur bir devlet adamı idi. Gürcü asıllı çalışkan bir Osmanlı devlet adamıydı. Bugün olduğu gibi o devirde de memuriyet yegâne geçim vasıtası olduğu için lüzumsuz birçok memur alınırdı. Bunların çoğu, iş olmadığı için, vazifelerine gelmezler. Fakat ay başında …
- Ralamb Koleksiyonunda 17. Yüzyıl OsmanlısıRalamb koleksiyonunda 17. yüzyıl Osmanlısı adlı yazımızda Osmanlı Devletinin ilk İsveç elçisi olan Claes Brorson Ralamb’ın Kıyafet Albümü koleksiyonuna göz atacağız. Eser Claes Brorson Rålamb tarafında 1657-58 yıllarında çarşı ressamlarına yaptırılmıştır. Aslında koleksiyonun kurucusu, 18. yüzyılın en tanınmış el yazması koleksiyoncularından biri olan oğlu Baron Gustaf Rålamb’dır. Oğlu Rålamb, koleksiyonu 1886 senesinde İsveç Ulusal Kütüphanesine …
- Mürur Tezkeresi Nedir? İstanbul’a Herkes Giremezdi!Mürur Tezkeresi nedir? İlk defa hangi padişah zamanında uygulanmaya başlandı? Uygulama nedenleri nelerdi? Mürur Tezkeresinde hangi bilgiler içerirdi? Ne kadar süreyle kullanılırdı? Ne zaman kaldırırlmıştır? Mürur Tezkeresi: Osmanlı topraklarında seyahat etmek isteyen yerli ve yabancı şahısların, rahat bir şekilde seyahat edebilmeleri için verilen izin belgesi, bir tür pasaporttu. Osmanlı Devleti kendi vatandaşlarına da Mürur tezkiresi …
Mürur Tezkeresi Nedir? İstanbul’a Herkes Giremezdi! Devamı »
Geri bildirim: Osmanlı ''Aşılamamış, Anlaşılamamış İmparatorluk'' - Köşe - Belgelerle Tarih