Baba Vanga mistik, doğaüstü ve paranormal yeteneklere sahip, çocuk yaşta gözlerini kaybetmiş, söylediği kehanetlerin kısmi olarak günümüzde halen ortaya çıkmaya devam ettiği bir kahin olarak tanınır.
Hayata Prematüre Olarak Gözlerini Açtı
Baba Vanga 1911 yılında dünyaya gözlerini prematüre bebek olarak Ustumruca’da açtı. Ustumruca günümüzde Kuzey Makedonya’ya bağlı olsa da o zamanlar Osmanlı İmparatorluğuna bağlıydı. Vanga’nın ailesinin geleneğine göre yeni doğan bebeklerin yaşayıp yaşamayacağı anlaşılana kadar isim verilmiyordu. Vanga’nın prematüre olmasından dolayı da uzun süre isim verilmedi ancak bu süre Baba Vanga ilk ağlama sesi verene kadar devam etti ve isim serüveni başlamış oldu. Baba Vanga’nın ilk sesi duyulduğunda bakıcısı kendini dışarı atarak bir yabancıdan rastgele isim söylemesini istedi fakat yabancı Yunanca kökenli olan “Andromaha” ismini söyleyince bu aile tarafından kabul görmedi. Başka bir yabancı ise yine Yunanca kökenli olan “Vangelia” ismini önerdi ve aile bu isimde karar kıldı.
1. Dünya Savaşı Sırasında Baba Vanga
Hayata isim serüveni ile gözlerini açan Baba Vanga’nın çocukluk yılları ise 1.Dünya savaşı içinde geçti. Babası savaş için Bulgaristan ordusuna çağırılarak gitmek zorunda kalmıştı. Savaş dışında ise oldukça sıradan bir çocuktu. Babasının savaşa gitmesiyle hayatındaki aksilikler boy göstermeye başladı. Annesinin ani ölümü buna büyük bir örnek oluşturuyordu. Baba Vanga ise annesinin ölümüyle yakın bir aile dostlarının yanında yaşamaya başladı. Savaş sonunda Ustumruca bölgesi Yugoslavya’ya bırakıldı. Bu durum babasının Bulgar yanlısı düşüncelerinin de etkisiyle aile servetlerine Yugoslavya’nın el koymasına ve babasının göz altına alınmasına sebep oldu. Tutuklanma süresi bittiğinde ise geri dönerek yeni bir evlilik yaptı ve Baba Vanga hayatının belli bir kısmında ona eşlik edecek bir üvey anneye sahip olmuş oldu.
Aksilikler Peşini Bırakmadı!!!
Baba Vanga’nın babasının tutklanması ve annesinin ölümünden sonra hayatındaki aksilikler yakasını bırakmamıştı. Bir gün beliren ani bir kasırga Vanga’yı alıp 2 km uzaklıktaki bir alana fırlattı. Uzun uğraşlar sonunda bulunduğunda ise gözler kumla kaplanmış ve görme yetisini kaybetmişti. Büyük korku yaşayan Baba Vanga’nın gözleri hiç bir tedavi ile bir daha açılmadı ve hayat boyu kör gözlerle yaşamak zorunda kaldı.
Gözleri Bir Daha Açılmamak Üzere Kapandı
Görme yetisini hayat boyu kaybeden Baba Vanga yaşamını idame ettirebilmesi için Zemun kentinde yer alan körler okuluna verildi. Bu okulda kendini geliştirebilme fırsatı yakaladı. Artık kendi günlük ihtiyaçlarını karşılayabiliyordu. Üstüne birde Braille okumasını öğrenip daha da ileriye giderek dikiş nakış bile öğrenmişti. Fakat Baba Vanga’nın hayatındaki aksilikler bir kez daha baş gösterdi ve üvey annesi de öldü. Bunun üzerine kardeşlerine bakmak için okulu bırakmak zorunda kaldı. Üstüne bir de ailesinin maddi durumunun yetersiz olması onun iş hayatına atılmasına da sebep oldu.
Baba Vanga’nın Ölümü
28 yaşlarına geldiğinde akciğerlerin sıvı toplaması olarak bilinen Plörezi adlı hastalığa yakalandı. Doktorların hastalık için verdiği kesin ölüm raporuna Baba Vanga’nın bedeni karşı koyarak hızlı bir iyileşme gösterdi ve Vanga yaşamaya devam etti. Vanga’nın şöhreti ise yaşadığı dönemde 2.Dünya savaşından sonra daha fazla insanın dikkatini çekti. Savaş sırasında kayıp veren insanlar, bir umutla yakınlarının hayatta olup olmadığını öğrenmek için soluğu Vanga’nın yanında alıyorlardı. Ünü o kadar nam salmıştı ki Bulgaristan Çarı 3. Baris‘te Vanga’yı ziyaret edenler arasındaydı. Tarihler 1996 gösterdiğinde Baba Vanga çoktan meme kanserine yakalanmış, hastalıkla mücadele etmeye başlamıştı. Bünyesi bu sefer yeni bir hastalığa karşı koyamadı ve Vanga hayata gözlerini 11 Ağustos 1996 tarihinde yumdu. Cenazesine ise başta devlet adamları olmak üzere bir çok insan katıldı.
Baba Vanga Kehanetleri
Baba vanga’nın şöhretinin temel nedi dini, mesleği, yaşam tarzı değil gelecek hakkında bulunduğu kehanetleriydi. İddia edilen bu kehanetler arasında 11 Eylül saldırıları, Obama’nın ABD başkanı olması hatta 2.Dünya savaşı bile yer alıyordu. İddia edilen diğer kehanetler ise şöyle devam ediyor;
-İnsanların bedenleri dik olmayacak, kamburları çıkacak.
-Kıtlık yaşanıp, Hindistan’da sıcaklık 50 santigrat dereceye çıkacak.
-Çekirge ve benzeri canlı istilası yaşanacak.
-uzaylılar saldıracak.
-İçme suyu krizi yaşanacak.
-Ölümcül bir virüsün varlığı keşfedilecek.
-Doğal afetler ve tsunami yaşanacak.