Franz Kafka temmuz 1883 yılında Prag’da yer alan Eski Kent Meydanı civarında dünyaya geldi. Moda ürünleri satan ve yaklaşık olarak on beş kişinin çalıştığı dükkanı işleten Yahudi asıllı Julie ve Hermann çiftinin altı çocuklarından en büyüğüydü Kafka.
Babası Hermann Kafka (1854-1931), Osek’te dini geleneklere göre kasaplık yapan Jakop Kafka’nın dördüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi Julie Kafka (1856-1934) ise zengin kesimin içerisinde yer alan Jakob Löwy’ nin kızıdır. Julie Kafka kocası Hermann Kafka’ ya göre daha iyi bir eğitim almıştır.
Franz Kafka’nın Ailesi
Kafka’nın toplamda üç kız kardeşi ve 2 erkek kardeşi vardır. Franz Kafka daha altı yaşındayken iki erkek kardeşi (Georg-Heinrich) öldü. Üç kız kardeş (Gabriele-Valerie-Ottilie) ise İkinci Dünya Savaşı esnasında hayatlarını kaybettiler. Ottilie, Kafka’nın en sevdiği kız kardeşidir. Her iki ebeveyninin aile şirketinde çalışıyor olmasından dolayı Kafka çocukluğunu yalnızlık içinde geçti.
Kafka’nın Eğitim Yılları
Franz Kafka ilk eğitimini 1889-1893 yılları arasında erkek çocuklara eğitim veren alman okulunda tamamladı. Lise eğitimini ise Alttadler Deutsches Gymnasium’da tamamladı. Okulun dili Almanca olmasına nazaran buna ek olarak Çekçe eğitimi aldı. Sekiz senelik lise eğitiminden sonra okulu başarıyla tamamladı. Çekçe bilmesine ve bu konuda başarılı olmasına rağmen asla kendini yeterli görmedi.
1901 yılında liseden mezun oldu ve ardından Prag’da yer alan Deutsche Karl Ferdinand Üniversitesine kabul edildi. Eğitime başta kimya alanıyla başlasa da bundan memnun kalmayıp sonra hukuk alanına geçti. Hukukta Kafka’yı heyecanlandırmadı. Fakat babası tarafından iyi sayılabilecek bir kariyer basamağı olarak görüldü.
Bu eğitim dönemi içerisinde Lase-und Redehalle der Deutschen (Alman öğrencilerin okuma ve konferans) kulübüne katıldı. İlk dönemin sonuna doğru hayatı boyunca ona arkadaşlık edecek Max Brod ile tanıştı. Max, Kafka’nın çekingenliğini ve utangaçlığını kırıp konuştuğunda kelimelerinin dikkat çekici olduğunu fark ederek onu yazmaya yönlendirdi. Max Brod, Kafka’nın yazmaya başlamasında onu destekleyerek önemli bir rol oynadı.
Meslek Hayatı
Assicurazioni Generali şirketinde bir yıl boyunca çalıştı. Burada çalışma saatlerinden dolayı yazmaya fazla vakit ayıramadı ve bu Kafka’yı huzursuz etti. Mutsuz bir çalışma hayatına yenik düşerek 15 temmuz 1908 yılında istifa etti.
Sonrasında Bhemya Krallığı İş Kazası Sigortacılığı Enstitüsünde işe başladı. Babası onun bu işinden de pek memnun olmadı ve hep Kafka’nın aile şirketini devralmasını istedi, fakat o şirketi hiç devralmadı. Yaşamı boyunca hiç evlenmeyen Kafka babasından aldığı çeyiz parası ile Prag’da yer alan ilk Asbest fabrikasına ortak oldu.

Mutsuz Bir Yazardı
Kafka bu kadar bilindik ve sevilen bir yazar olmasına rağmen mutsuz bir çocukluk geçirdi. Bunun yanı sıra babası ile problemleri olduğu ve babasına karşı nefret beslediği bilinir. Babasıyla olan anlaşmazlığını Babaya Mektuplar adlı kitabında şu şekilde dile getirdi;
“ Asker selamı vermeyi ve asker gibi yürümeyi becerdiğim zaman desteklerdin beni, ama ben geleceğin askeri değildim ya da iştahla yemek yiyebildiğim, hatta yanı sıra bira da içebildiğim zaman desteklerdin beni. Anlamadığım şarkıları tekrar edebildiğim veya senin en sevdiğin lafları senin peşinden geveleyebildiğim zaman, ama bunların hiçbiri benim geleceğimin bir parçası değildir.
Ve aslında bugün bile, herhangi bir konuda, ucu ancak sana da dokunuyorsa, zedelediğim veya benim şahsımda zedelenen(örneğin pepa beni azarladığı zaman) senin onurunsa destekliyorsun beni. O zaman destekleniyorum, bana değerim hatırlatılıyor, yapmaya hakkım olan hamlelere dikkatim çekiliyor ve pepa mutlak bir biçimde mahkum ediliyor. Ama şimdiki yaşımda artık desteğine neredeyse hiç ihtiyaç duymadığımı bir kenara bıraksak bile, ancak öncelikle söz konusu olan ben değilsem, gelen desteğin bana ne faydası olacak?”
Evlilik Hayatı
Kafka insanlar tarafından hep dışlanacağından şüphe etti. Bunun getirdiği içine kapanıklık hayatının her döneminde ve yazdığı eserlerde görülür. Eserlerinin çoğunu beğenilmeme olasılığından ötürü hiç yayınlamadı.
İlişki hayatında da başarılı bir imaj çizemedi. Hayatına tek tük giren kadınlar oldu ve bunlardan Felice Bauer ile iki kez nişanlandı. Sonrasında ilişkisi mektuplarla devam etti. Felice’den ayrıldıktan sonra yoksul bir otel hizmetçisi olan Julie Wohryzek ile üç kez nişanlandığı bilinir. Julie ile evliliğe karar verip hatta ev tuttuktan sonra Kafka başka bir ilişki yaşamaya başladı ve bu evlilik gerçekleşmedi.
İlişki hayatında pek başarılı olamayan Kafka 1920’de, mektup arkadaşı olan, Çek gazeteci ve yazar Milena Jesenská ile yoğun bir ilişki kurdu. Hiç evlenememiş olmasına rağmen evliliğe ve çocuklara değer verdi. Milena’ya yazdığı mektuplar daha sonra Briefe an Milena (Milena’ya Mektuplar) adıyla yayımlandı.
Kafka’nın Ölümü
Kafka’nın larinjeal tüberkülozu kötüleşti ve 1924 yılının mart ayında Berlin’den Prag’a döndü. Franz Kafka tüberküloz ile yıllarca mücadele etti. Son zamanlarında ise hastalığı iyice arttı ve bakımını kardeşi Ottla üstlendi. Uzun yıllar dostluklarının sonunda Kafka, ölmeden önce yayınladığı ve yayınlamadığı tüm eserlerini arkadaşı Max Brod’a göndererek şu sözlerle imha etmesini istedi;
“Sevgili Max, son isteğim; Arkamda bıraktığım her şeyin günlüklerin, el yazmaların, mektupların(benim ve diğerlerinin), eskizlerin vb. okunmadan yakılmasıdır.”
Fakat arkadaşı Brod, Kafka’nın ölümünden sonra, onu dinlemeden ve yazılarının hepsini okunmaya değer bulduğundan tüm eserlerini yayınladı. Kafka’nın vasiyetini yerine getirmeyen Max Brod, Kafka’nın dünya edebiyatında önemli bir konuma gelmesini sağladı. Böylece Kafka dünyanın en büyük yazarları arasına girdi.
Kafka 3 Haziran 1924 yılında hayata gözlerini yumdu.
Max, Franz Kafka’nın hayatında önemli bir yere sahiptir. Max için detaylı bilgiye şuradan ulaşabilirsiniz.
Franz Kafka Sözleri
Franz kafka‘nın eserlerinde kullandığı cümleler hala akıllarımızda sağlam yer edinir. işte bunlardan bazılarını aşağıda bulabilirsiniz:
“Kötüye bir kere kapılarını açmaya gör, kendisine inanılmasını beklemez artık.”
“Odamda günlerdir yalnızım, ziyanı yok dünyada da yıllarca yalnız değil miydim?”
“Asla eğilip bükülme; ruhun hafiflemesin, makul olmaya çalışma; kendi ruhunu başkalarına göre biçimlendirme.”
“Hayatta her şeye sahibim ama eksik olan hayatı tamamlamama engel oluyor.”
“Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey ciddi değildir aslında.”
“Bak milena, nasıl da kontrolden çıkmışız, sırf kötülük olsun diye insanı yutmayan bir denizde oradan oraya savruluyor gibiyiz.”
“Bu gece sana mutlu uykular dilerken her şeyimi sana veriyorum bir solukta! Benim mutluluğum sende erimektedir…”
“Zamanı hep engel aramakla geçirme. Belki de bi engel yoktur.”
“Bilgeliğin başladığına ilk işaret ölmek istediğidir. Bu yaşam dayanılmaz görünür bir başkası ise erişilmez. İnsan ölmek istediği için utanmaz, artık nefret ettiği eski hücresinden alınıp ilk işi nefret etmeyi öğrenmek olacağı yeni hücresine konulmak için yalvarıp yakarır. Bundan belirli bir inancın kalıntısı da etkilidir taşınma sırasında efendi koridorda görünecek tutukluya şöyle bir bakacak ve diyecektir ki, bu adamın yeniden hücreye kapatılmasına gerek yok. O bana geliyor artık.”
“Bence istediğin zaman yalnız kalabilmek mutluluğun en önemli nedenlerinden biridir.”
“Yorgunum. Tek istediğim, yüzümü kucağına koymak. Başımın üzerinde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak.”
“Kabul görenden değil, doğru olandan başla.”
“Bir hedef var ama yol yok. Bizim yol dediğimiz şey bir duraksamadır.”
“Sen ödevsin ama görünürde öğrenci yok.”
“Kimse beni anlamayacak, madem öyle; günlerce konuşsam bile bir şey söylememiş olacak mıyım?”
“Ama bütün dumanların altında ateş vardır.”
“İnsan aynı anda iki şey olabilir; Dostunun güzel bir rüyası ve kendi korkunç gerçekliği.”
Kafka’nın Önemli Eserleri
- Dönüşüm
- Babaya Mektuplar
- Aforizmalar
- Dava
- Amerika
- Bir Kavganın Anlatımı
- Milenaya Mektuplar
- Şato
- Ottla’ya ve Aileye Mektuplar
- Ceza kolonisinde ve diğer öyküler
- Bir kavganın tasviri
- Felice’ye Mektuplar
- Bir Köpeğin Araştırmaları
- Bir Kardeş Cinayeti
- Açlık sanatçısı
Kaynak için buraya bakabilirsiniz?
- Saatleri Ayarlama EnstitüsüSaatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılmıştır. Bu yazımda Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılan Saatleri Ayarlama Enstitüsündeki en önemli noktaların neler olduğuna, eserdeki kahramanın gelişim ve dönüşüm evrelerine, kahramanların …
- Franz Kafka Kimdir? Kafka’nın Hayatı, EserleriFranz Kafka temmuz 1883 yılında Prag’da yer alan Eski Kent Meydanı civarında dünyaya geldi. Moda ürünleri satan ve yaklaşık olarak on beş kişinin çalıştığı dükkanı işleten Yahudi asıllı Julie ve …
- Hikayelerdeki Şahmeran Gerçek Mi?Şahmeran kimdir? Şahmeran Gerçek mi? Şahmeran’ı görenler? Şahmeran’ın Gerçek Fotoğrafı? Şahmeran’ın Hikayesi? Şahmeran’ın Gerçek Yüzü? Şahmeran’ın Dostu? Şahmeran’ın Mezarı? Şahmeran yılanların hükümdarı olarak bilinen, bedenin yarısı insan diğer yarısı yılan …
- Yunus Emre ve ŞiirleriYunus Emre ve şiirlerini anlayabilmek için onun şiirlerini okuyup tahlil etmenin yanında yaşadığı dönemi de bilmek ve kendisini dönemiyle ilişkilendirmek oldukça önemlidir. Bu bağlamda ilk önce dönemine genel bir bakış …
- Huzur Romanı ve Ahmet Hamdi TanpınarHuzur romanı, Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılmıştır. Eser ilk önce 1948 yıllarda Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiştir, 1949 yılında ise basımı gerçekleşmiştir. Huzur romanı dört ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlere eserin …
- Peyami Safa ”Fatih – Harbiye İncelemesi”Peyami Safa , 2 Nisan 1899’da İstanbul’da doğmuştur. Babası İsmail Safa da kendisi gibi bir edebiyatçıdır ve Servet-i Fünun’un şair kadrosu arasında yer almaktadır. Bu yüzden Muallim Naci onu “anadan …
- Attila İlhan: Türk Edebiyatının DuayeniAttila İlhan, edebiyat derslerimizde belki hepimizin zevkle dinlediği, aşk deyince aklımıza gelen bir isimdir. Bu yazımda Cumhuriyet devri Türk şiirinin bağımsız ve en güçlü şairi olan Attila İlhan’dan söz edeceğim. …
- Garipçiler ve Türk Şiirine KatkılarıGaripçiler, bu topluluğu lise yıllarımızdan hatırlamayanımız yoktur. Doğru hatırladınız! edebiyat derslerimizde gördüğümüz bir edebi topluluktan bahsediyorum. Cumhuriyet dönemi Türk şiiri dört ana döneme ayrılmaktadır. Bu dönemler 1923-1940, 1940-1960, 1960-1980, 1980 …
- Fetih Marşı Şiiri Üzerine Bir İncelemeFetih Marşı Şiiri Üzerine Bir İnceleme adlı bu yazımda Arif Nihat Asya’nın Fetih Marşı şiirini tahlil ettim. Fetih Marşı Şiirinin İlk Bölümü ve Tahlili Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; Dağlardan çektiriler, …
- Arif Nihat Asya’nın Hayatı ve EserleriArif Nihat Asya, asıl adı Mehmet Arif’tir, soyadını ise askerliğe gittiği zaman Soyadı Kanunu ile almıştır. Arif Nihat Asya, 7 Şubat 1904 yılında Çatalca’da doğmuştur. Doğduktan 7 gün sonra babasını …
- Necip Fazıl Kısakürek ve Edebi AnlayışıNecip Fazıl Kısakürek ve Edebi Anlayışını konu edindiğim bu yazımda öncelikli olarak Necip Fazıl Kısakürek’in hayatıyla başlamak istiyorum. Necip Fazıl Kısakürek, 1904 yılında İstanbul’da doğmuştur. Aslen Maraşlı olan Necip Fazıl …
- Nazım Hikmet ’in Yaşamıyla Eserlerinin Arasındaki İlişki15 Ocak 1902’de doğan Nazım Hikmet ’in şiirleri ve yaşamı arasında bir paralellik vardır. Kültürlü bir aile ortamında doğmuş, iyi bir eğitim almıştır. Onun hayatında etkisi olan ana unsurlardan biri, …
Nazım Hikmet ’in Yaşamıyla Eserlerinin Arasındaki İlişki Devamı »
- 2021 yılı “Yunus Emre ve Türkçe Yılı”Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklama ve Resmi gazeteye göre; “2021 yılının ‘Bizim Yunus’, Yunus Emre ve Türkçe Yılı olarak anılması, Yunus Emre’nin mirası olan Türkçenin öneminin vurgulanması, medeniyet dili kimliğiyle …
- Osman Gazi’nin Oyun İçinde Oyunu KıssasıOsman Gazi’nin her geçen gün bölgesinde (günümüz Marmara bölgesi) güçlenmesi, bölgede bulunan tekfurları (Doğu Roma Valileri) rahatsız etmeye başlamıştı. Doğu Roma tekfurları, Kara Osman Bey‘i bir an önce öldürmek istemekteydi. …
- Nalıncı Baba: Padişahın İşi Ne!Nalıncı Baba diye biri vardır. Sultan III. Murat zamanında İstanbul’da yaşamış bir evliya. Bu yazımızda Sultan III. Murat Han ile Nalıncı Baba arasında zuhur eden bir menkıbeye değineceğiz. Padişahın işi …
- Türk Dili Üzerine DeğerlendirmeTürk Dili Üzerine değerlendirme isimli bu yazımızda Türkçemizin ve dilin kültür üzerindeki etkilerine değindik, konuya başlarken Mehmet Kaplan hocanın dil tanımına yer vermeyi uygun gördük. İyi okumalar. Dil, temeli bilinmeyen …
- Gussa Ne Anlama Gelmektedir?Gussa kelimesi aslen Arapça bir kelime olup Türkçe, tasa, dert ve keder anlamlarına gelmektedir. Kelimenin Osmanlıca yazılışı bu şekildedir. gussa غصه Divan Edebiyatı şairlerimizden Şeyh Galip’in şiirlerinin dizelerinde; Yârabbî ne intizârdır …
- Harun Reşit ‘in TakvasıHârun Reşit’in (rah.) kardeşi İbrahim bin Mehdi şöyle anlattı: “Bir gün Harun Reşid’in yanında idim. Aşçısını çağırdı ve “Yemek için hazırda deve etin var mı?” diye sordu. Aşçı da olduğunu …
- Allah Dostlarına Korku Yoktur. İlahi AdaletSevgili belgelerle tarih okurları bugün yazımda dünyevi meselelerden değil manevi, ilahi meselelerden bahsetmek istiyorum. zira içinde bulundugumuz günlerde maneviyata ve ilahi düşüncelere olan sevgi giderek azalmış dünyevi ve geçici sıkıntılar …
- Usta ve Şaşı Çırak: Mesneviden İbretlik HikayeUsta ve şaşı çırak mesneviden çok güzel bir hikayeyi sizlere ulaştırmak isteriz. Bir ustanın, şaşı bir çırağı vardı. Usta bir gün çırağından, içerideki depoya gidip raftaki şişeyi getirmesini istedi. Şaşı …
- Ebu Hamza nın güzel bir hikayesiTarih-i Dımaşk’tan Ebu Hamza nın güzel bir hikayesi: Allah Rızası İçin Hayır Yapmanın Mükafatı Tarih-i Dımaşk‘tan: Cüneyd-i Bağdâdî (rah.) Hazretlerinin hocalarından olan Ebu Hamza Muhammed bin İbrâhim’in (rah.) yağmurlu bir …
- Seyyar: Ekmeğini Bir Kap Yoğurttan ÇıkartmakBir zamanlar her geçtiği evin önünden bağırarak geldiğini ilan eden ekmeğini bir kap yoğurt satarak çıkaran seyyar esnaflarımız vardı. Gene günlerden bir gün omzuna yüklediği yoğurtları satmak, evine ekmek götürmek …
Bu güzel ve detaylı içerik için teşekkürler:)
rica ederim ne demek takipte kalın 😉