Dyatlov Geçidi Vakası olarak adlandırılan olay Rusya’da yaşanan sır dolu ölümü barındırıyor. Sebebi hala açıklanamayan 9 dağcının feci şekilde ölümü yıllardır merak konusu olmaya devam ediyor. Olaya ilişkin farklı farklı tezler üretildi. Bilim insanları toplanarak olay yeri incelendi. Fakat günümüze kadar sır dolu facianın sebebi maalesef hala bulunamadı.
Şans Eseri Kurtulan Biri Vardı
Tarihler 1 Şubat 1956’yı gösteriyordu. Ural Teknik Üniversitesinin başarılı öğrencilerinden olan on kişi profesyonel dağcılıkla uğraşıyorlardı. Ekip içerisinde 2 kız 8 erkek öğrenci bulunuyordu. Dağ tutkusunun onları ölüme sürükleyeceğinden habersiz bu son olacak gezi planını hayata geçirmek istediler. Bütün planlar yapıldı hedef Ural Dağlarıydı. Rotalar çizildi ve gezi günü geldiğinde herkes harekete geçti. Ekibin lideri olan Yuri Yudin ayağını burkması sebebiyle yarı yolda arkadaşlarını bırakmak zorunda kalmıştı. Yuri aynı zamanda arkadaşlarının tamamlaması gereken güzergahı biliyordu. Onları uzaktan takip etme görevini üstlenmişti . Yuri’nin arkada kalması, ekibin başına bir şey gelme ihtimaline karşı iyide olmuştu zira korkunç olaylar yaşanmış ve Yuri, Dyatlov Geçidi Vakasında arkadaşlarının konumunun bulunmasında önemli rol oynamıştı.
Beklenen Arama Gerçekleşmedi
Gezi için hedeflenen bölge Ural Dağı’nın kuzeyinde yer alan Gora Ortorden Dağıydı. Mansiler tarafından bu bölge “Ölüm Dağı” olarak anılıyordu. Mansiler Rusya’nın batı Sibirya bölgesinde yaşayan soyu ve dilleri tükenmekte olan bir halktır. Dyatlov Geçidi Vakası sonrasında mansiler vahşi yaşam şekillerinden dolayı olayın birinci şüphelileri haline gelip sorgulanmaya alınmışlardır.
Ekip Ölüm Dağının çetin yaşam koşullarından dolayı beklenen hedefe asla ulaşamadılar. Gezi planının sonunda grubun 12 Şubat tarihinde Vijay’da olması bekleniyordu. Hatta sağlam bir şekilde döndüklerine dair spor grubuna telgraf çekmeleri gerekiyordu. 12 şubat geldiğinde ise Yuri arkadaşlarından haber alamadı. Başlarda zorlu dağ yaşamının gecikmelere sebep olabileceğini düşünerek paniklemedi fakat telgraf tarihinden sonra 2 gün boyunca yine haber alamayan Yuri iyice panik olup polislere haber verdi. Gönüllülerinde katıldığı arama kurtarma ekibi oluşturulup Yuri’nin önderliğinde dağcı ekip aranmaya başlandı.

Yaşanan Esrarengiz Olaylar
Arama kurtarma ekipleri anca tarihler 26 şubatı gösterdiğinde öğrencilerin çadırına ulaşabildiler. Bulunan çadır parçalanmış haldeydi. Olay yerini incelendiğinde ise çadırın içeriden yırtılmış olduğu öne sürüldü ve kapsamlı bir şekilde incelendikten sonra araştırmacılar gerçekten çadırın içeriden yırtılmış olduğunu teyit etti. Üstelik araştırmacılar, öğrencilerin bütün eşyalarını çadırda bırakarak panik halinde kendilerini dışarı attıklarını düşündürecek birçok bulguya rastladılar. Dyatlov Geçidi Vakasında yapılan kapsamlı araştırmalar sayesinde ise öğrencilerin çadırın içinde bir olay yaşayıp korku halinde çadırdan çıkmaları kesin olarak raporlanmıştır. Çünkü çadır etrafındaki ayak izleri bazı öğrencilerin yalın ayakla, bazılarının ise tek ayakkabı ile kendilerini dışarı attıkları anlaşılmıştır. Bazıları ise üzerine kıyafet almaya daha vakit bulamamıştır.
Dyatlov Geçidi Vakasında en ufak ihtimaller bile göz önünde bulunduruluyordu. Yerli halkın ağzında bir söylemde vardı. Öğrencilere yetinin (kocaayak) zarar verdiği düşünülüyordu. Ama sonraki bulunan bulgularda bu tezi çürütüyordu zira öğrencilerin ayak izlerinden başka ayak izlerine rastlanmamıştır.

Dağda gerçekleşen tipi üzerine de öğrencilerin panik halinde dışarı çıkmaları da göz önünde bulunduruluyordu. Harap olan çadırın yanında ise hiçbir ekip üyesine rastlanmamıştır. Üstelik öğrencilerin ayak izleri çadırın 9-10 metre ilerisinden sonra belirsizleştiği gözlemlenmiştir. Dyatlov geçidi vakası ‘nı araştırma ekipleri günlerce araştırmak zorunda kalmışlardır.
Cesetler Bulunmaya Başlanıyor
Dyatlov Geçidi Vakasının araştırmaları sonucunda çadıra 500 metrelik bir mesafede Yuri Krivonişenko ve Yuri Doroşenko’ya ait cesetler bulundu. İki öğrencide sadece iç çamaşırı ve çoraplarla bulunmuşlardı. Ormanın girişindeki sedir ağaca 300, 480 ve 630 metre mesafede diğer üç cesede daha ulaşıldı. Diğer bulunan cesetlere göre daha donanımlı kıyafetlere sahiptiler. Araştırmacılar bu gençlerin kampa giderken öldüklerini düşünüyordu. Diğer 4 cesede ise 2 aydan daha fazla süre sonra ulaşılabildi. Bu dört öğrenciye ise sedir ağacından 75 metre uzaklıktaki bir alanda rastlanmıştı ve öğrenciler diğer ölen arkadaşlarının kıyafetlerini kullanmışlardı. Bulunan cesetlerden ilk beşinin hipotermi sonucu öldüğü söylendi. Sonraki bulunan cesetlerden olan Solobodin’in kafasında bir kırık vardı. Araştırmacılar ise Solobodin’in kafasındaki kırığın ölümüne sebep olmayacağını öne sürdüler. Fakat bir darbe ile bayılıp soğuktan ölebileceğini not düştüler. Diğer gençlerin ise daha ilginç ölümleri vardı. Dubinina ve Zolotarev’in kaburga kemikleri kırıktı ve üstelik Dubinina’nın dili, dudakları ve gözleri yoktu. Thibeaux-Brignolles’in kafası kırık halde bulunmuştu. İlginç olan bir noktada bu dört gencin üzerindeki kıyafetlerde normalin üzerinde radyasyon bulgusuna rastlanmasıydı.
Daha Bir Sürü Bulgu Vardı
- Cesetleri ilk bulan arama kurtarma ekipleri cesetlerin bazılarında kahverengi lekeler olduğunu söylüyordu.
- Dağdaki diğer başka kayakçılar ise olay günü havada garip turuncu küreler gördüklerini rapor etmişler fakat Rusya’ya ait roket testlerine ait olduğu anlaşıldı.
- Yuri Krivonişenko ve Yuri Doroşenko’nun ısınmak için yaktıkları odunları kuru değil de yaş odun olması öğrencilerin görme yetilerini de kaybettiklerini düşündürtüyordu.
- Bölgenin yerli halkı mansilerin grubun ölümüne sebebiyet olabileceği düşünülmüş fakat olay yerinde başka ayak izine rastlanmayınca bu tezde çürütülmüştür.
- Rüstem Slobodin’nin ölüm şekli biriyle boğuşma ihtimallerini taşıyor nitelikteydi. Yüzünün sol yarısı ve dudaklarının şiş olduğu tespit edilmişti. Midesine kramp girmiş veya darbe almış gibi duruşa sahip olması mücadele sonucu ölüme maruz kalmış gibiydi. Ama Rüstem’in bulunduğu yerde ayak izlerinin olmaması bu tezi de çürütmüş.
- Grubun kameralarının olduğu ve her anlarının karelerinin olduğu biliniyor fakat bunların içindeki veriler açıklanmıyor
- Bazı kişilere göre Yuri Doroşenko her şeyi günlüğüne kaydediyor ve bu facianın sebebi günlükte mevcut olduğu iddia ediliyor.
- Olay yerinde garip bir metal parçası bulunduğu iddia ediliyor.
Yuri Yudin
Dyatlov Geçidi Vakasında yaşanan olayların ardından yıllarca psikolojik destek almak zorunda kalan yudin, olayın birinci görgü tanığı olarak kabul edilmektedir. Hayatı boyunca arkadaşlarını sürekli rüyalarında gördüğü söyleniyor. 1937 tarihinde doğan Yudin 2013 tarihinde hayata gözlerini yummuştur. Öldüğü ana kadar ise olayı düşünüp araştırmalarda bulunmuştur. Yuri Yudin’in bir belgesel esnasında söylediği cümle;
“Hayatım boyunca bir soru sormak hakkım olsaydı o da ; O gece arkadaşlarıma ne oldu? Sorusu olurdu…”
Yuri yudin

Dyatlov Vakasında Ölen Kişiler
- İgor Alekseyeviç Dyatlov (grup lideri)
- Zinaida Alekseyeyna Kolmogorova
- Lyudmila Aleksandroyna Dubinina
- Aleksandr Sergeyeviç Kolovetov
- Rüstem Vladimiroviç Slobodin
- Yuri Alekseyeviç Kriyonisenko
- Yuri Nikolayeviç Doroşenko
- Nicolai Vladimiroviç Thibeaux-Brignolles
- Semyon Aleksandrıviç Zolotarev
- Konya Kapı CamiKapı Cami Konya’da 17. yy. Osmanlı mimari eserlerinden biridir ve tarihi Bedesten içinde yer almaktadır. Kapı Cami Tarihi Asıl adı İhyaiyye Cami ’dir. Konya kalesinin kapılarından At Pazarı kapısı yakınına yapıldığı için “Kapı Cami” olarak adlandırılmıştır. Kapı Camii günümüze gelene kadar 3 kez inşa edilmiştir. Cami ilk olarak 1658 yılında Mevlana Dergâhı Postnişinlerinden Pir Hüseyin …
- Sakarya Meydan Muharebesi’nin Önemi ve ÖzetiMilletimizin şahit olduğu yüzlerce savaştan biri olan Sakarya Meydan Savaşı Türk tarihindeki en önemli savaşlardandır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasını sağlayan Sakarya Meydan Muharebesi, Subaylar Savaşı olarak da bilinir. Sakarya Meydan Savaşı’nın Tarihteki Önemi Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos-13 Eylül 1921) Sakarya Meydan Muharebesi Kurtuluş Savaşı sürecindeki en önemli muharebelerden biri kabul edilir. Yunanlılar, Kütahya-Eskişehir Muharebelerini kazandıktan …
- Evliya Çelebi’nin Tanık Olduğu Beyin AmeliyatıEvliya Çelebi’nin Tanık Olduğu Beyin Ameliyatı Gezginimiz Evliya Çelebi, Viyana seyahati esnasında tanık olduğu bir beyin ameliyatını en ince ayrıntısına kadar okuyucuya resmeder. Buyurun hep beraber okuyalım. Kefereyi (kâfiri) dört ayaklı ipekli bir sedir üzerine yatırdılar. Başı Adana kabağı, burnu Mora patlıcanı gibi şişmişti. Hekimbaşı cümle kefereleri dışarı koğup mecruha (yaralıya) hemen safran gibi bir …
- Evliya Çelebi Nasıl Seyyah Oldu? Seyahat mi? Şefaat mi?Evliya Çelebi Nasıl Seyyah Oldu Seyahat mi Şefaat mi Dünyaca ünlü seyyahımız Evliya Çelebi’yi tanımayan yoktur. O yetmiş küsur ömrüne iki yüz elliden fazla şehir sığdırmayı başarmıştır. Seyyah Evliya Çelebi’nin gezdiği başlıca yerler arasında Anadolu, Suriye, Rumeli, Macaristan, Avusturya, Polonya, Almanya, Bosna-Hersek, Hollanda, Kırım, İran, Irak, Mısır, Habeşistan, Sudan ve Girit gelmektedir. Onun gezdiği bu …
Evliya Çelebi Nasıl Seyyah Oldu? Seyahat mi? Şefaat mi? Devamı »
- 802 Mührü İhtiva Eden Mühür Veritabanı Hizmete Sunuldu802 Mührü İhtiva Eden “Mühür Veritabanı” Hizmete Sunulmuştur. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının Kataloglama Birimi resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada; Katalog biriminin hazırladığı 802 mührü ihtiva eden “Mühür Veritabanı” hizmete sunulmuştur. şeklinde duyurdu. Devam eden açıklamalarda; “Yazma eserlerin muhtelif unsurları hakkında çalışmalar yürüten kurumumuzun müstakil çalışma alanlarından biri de yazma ve matbu eserlerde geçen şahıs, …
802 Mührü İhtiva Eden Mühür Veritabanı Hizmete Sunuldu Devamı »
- Eskiçağın Bölümleri Nelerdir?Eskiçağ Tarihi Kavramı: “İnsanlık tarihinin en eski gelişme evresi olan ve kalıcı etkileri öncelikle yazının bulunması, kent uygarlığının oluşması, devlet kavramı ve teşkilatının gelişmesi ve güçlü bir zihinsel kültürün ortaya çıkması gibi noktalar üzerinde yoğunlaşan Eskiçağ tarihi, esas itibariyle Akdeniz ve Önasya kültür çevrelerinin ve bu kültür çevreleriyle doğrudan ilişki halinde bulunan komşu bölgelerin yazı …
- Cumhuriyet Döneminde Türkçe ÖğretimiCumhuriyet dönemine, genel Türk tarihi açısından ele aldığımızda, bir nevi inkılaplar devri diyebiliriz. Haliyle yapılan inkılaplardan Türk dili de nasibini almış ve 1928 yılında alfabe değişikliğine gidilerek Türk dili, latin alfabesi ile tanışmıştır. Latin alfabesini benimsemeden önce Cumhuriyet döneminde Türk dil için çalışmalar başlatılmış ve 1924 yılında yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisad Kanunu[1] ile Türkçe, eğitim …
- 15 Mayıs 1919 İzmir’in İşgaliI. Dünya Savaşı sonunda yorgun düşen Osmanlı Devleti adeta iştahları kabartan büyük bir pasta haline gelmişti. Pastadan pay almak isteyen devletler sıraya girmiş, Yunanlılar ise hayalini kurdukları megali idea için fırsat bulmuşlardı. İşgal için tüm şartlar nerdeyse sağlanmıştı. Yunanlılar için ilk hedef İzmir’in İşgali idi Paris Barış Konferansı(18 Ocak 1919) Savaş sonrasında galip devletlerin kaybeden …
- Sivas Kongresi ve Heyet-i TemsiliyeSivas Kongresi, 4 Eylül 1919 günü Sivas Lisesi salonunda çalışmalarına başladı. Kongrenin ilk oturumunda Mustafa Kemal Paşa, açılışta genel olarak ülkenin durumunu izah etmişti. Osmanlı Hükümeti’nin ve İngilizlerin tüm baskı ve engellemelerine karşın Kongre 11 Eylül 1919 günü sekizinci oturumunu tamamlayarak sona erdi. Kongre çalışmalarından sonra on maddeden oluşan bir beyanname yayınlandı. Buna göre; Sivas …
- Erzurum Kongresi ve Heyet i TemsiliyeAmasya’dan Erzurum’a hareket eden Mustafa Kemal Paşa, 3 Temmuz günü Erzurum’da halk tarafından büyük coşkuyla karşılandı. Kazım Karabekir Paşa ile görüşen ve resmi görevinden ayrılan Mustafa Kemal Paşa, kongre hazırlıkları ile ilgilendi. Kongre 23 Temmuz’da dualar ile çalışmasına başladı ve 7 Ağustos Perşembe günü sona erdi. Kongre’de kabul edilen tüzük ile Mustafa Kemal’in başkanlığında dokuz …
Cok ilginç gercekten kitabi olabilcek bir olay //
Evet enterasan bir hikaye. Kitabını bilmiyorum ama filmi yapılmış 😊
Çok güzel bi yazı ellerine sağlık arkadaşım 👏👏👏
Güzel yorumun için teşekkür ederim arkadaşım 🌝🙏