Fetih Marşı Şiiri Üzerine Bir İnceleme

fetih şiiri
fetih şiiri tahlili
Puan Ver

Fetih Marşı Şiiri Üzerine Bir İnceleme adlı bu yazımda Arif Nihat Asya’nın Fetih Marşı şiirini tahlil ettim.

Fetih Marşı Şiirinin İlk Bölümü ve Tahlili

Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;

Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;

Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın?

Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Arif Nihat Asya Fetih Marşı şiirin ilk bölümünde İstanbul’un fethine, Fatih’in gemileri karadan yürütmesine telmih yapmıştır. Dikilecek, çekilecek, sökülecek gibi kesin yapılacak anlamında ifadeler yer almaktadır. Şair, gelecek zamanda gerçekleşecek olanı İstanbul’un fethiyle ilişkilendirmektedir. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın derken gençliğe bir sesleniş vardır. Bu seslenişte bir hatırlatma söz konusudur. Bu hatırlatmayı yapmadaki amacı ise gençliğe mesaj vermek içindir. Kendi yaşlarının da İstanbul’u fethetmek gibi çağ açıp, çağ kapayan bir olayı gerçekleştirmeye uygun olduğunu belirtmek istemiştir.. Arif Nihat Asya, hala oyunda oynaştasın derken de önemli şeylerin ciddiyetinde olmadığına, gereksiz işlerle meşgul olduğuna vurgu yapmaktadır.

Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden…

Senin de destanını okuyalım ezberden…

Haberin yok gibidir taşıdığın değerden…

İstanbul’u fetheden o önemli kişiler bu işi başarırken yardan, anadan, serden geçerek bir anlamda kendi hayatlarından vazgeçerek yapmışlardır ve şair gençliğe sende önemli işler başarabilirsin, senin de adını biliriz fakat bir şeylerden fedakârlık etmen gerekir diyor.

 Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın…

Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini…

Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?

Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Gençliğe Kendi Değerini Hatırlatma İsteği

Elde sensin, dilde sen derken gençliğe kendi değerini hatırlatamaya çalışıyor ve hala oyunda oynaşta olduğu için kendi değerinin farkında olmadığını da ifade etmek istiyor. Arif Nihat Asya, zamanenin fendi derken de yaşanılan dönemdeki olumsuzlukların, aldatıcı unsurların gençlere tuzaklar kurduğunu düşündürtüyor bizlere. İşte bu tuzaklar gençliği oyunda oynaşta tutan tuzaklardır. Kabaran sular ifadesi bir unsuru yıkan güç anlamında kullanılmıştır. İşte gençlik eğer kabaran su olup kendi bendini aşar, yıkarsa; tuzaklardan, oyunlardan uzak durursa başarıya ulaşır.

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;

Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.!

Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.

Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.

Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

Kırık abide ifadesiyle sahip olduğumuz değerlerden bahsediyor bu değerleri çağın olumsuzluklarından kurtarıp, yükseltecek olanında gençlik olduğunu ifade ediyor. Selim’den, Süleyman’dan, Fatih’ten yani atalarından bahsediyor. Atalarından, yaptıkları işlerden gençlerin feyz alması gerektiğini vurguluyor. Şair, bizim zaten bir destanımızın olduğundan ve bu destanı uyandıracak olanında gençlik olduğundan bahsediyor.

Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın
Kızım, sen de Fâtihler doğuracak yaştasın

Burada kızım sende Fatihler doğuracak yaştasın derken, artık modern zamanlarla birlikte kadınların iş, eğitim hayatına atılmasıyla çocuk doğurmayı geri plana itmelerinden yola çıkarak bir anlamda tırnak içinde belirtecek olursak şair “kadınlara asli görevini hatırlatma ihtiyacı duyuyor” Arif Nihat Asya, modern zamana üstü kapalı şekilde bir eleştiri yapıyor.

Delikanlım! işaret aldığın gün atandan!
Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan!
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan’dan!

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Şair, gençliğin bir harekete bir yürüyüşe geçmeye davet ediyor. Eğer gençlik önemli bir işe girişse milletinin desteğini göreceğini hiç düşünmeden onun arkasından yürüyeceğinden bahsediyor.

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın

Arif Nihat Asya, zamanın kötülüğünü, olumsuzluğunu bozuk saatlere benzetiyor. Yaşanan çağ o kadar berbat, rezil bir çağ ki çelebiler bile haremdedir yani dünyevi zevkler, dünyevi işler peşindedir.

Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

Şair bu şekilde şiiri bitiriyor.

Fetih Marşı Şiiri’nin Tahlil Sonucu

Arif Nihat Asya, gençliğe değerinin farkına varması, geçmişinden ve atalarından feyz alıp, silkinip kendine gelmesi yönünde öğütlerde bulunmaktadır.

  • Saatleri Ayarlama Enstitüsü
    Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılmıştır. Bu yazımda Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılan Saatleri Ayarlama Enstitüsündeki en önemli noktaların neler olduğuna, eserdeki kahramanın gelişim ve dönüşüm evrelerine, kahramanların…
  • Franz Kafka Kimdir? Kafka’nın Hayatı, Eserleri
    Franz Kafka temmuz 1883 yılında Prag’da yer alan Eski Kent Meydanı civarında dünyaya geldi. Moda ürünleri satan ve yaklaşık olarak on beş kişinin çalıştığı dükkanı işleten Yahudi asıllı Julie ve…
  • Hikayelerdeki Şahmeran Gerçek Mi?
    Şahmeran kimdir? Şahmeran Gerçek mi? Şahmeran’ı görenler? Şahmeran’ın Gerçek Fotoğrafı? Şahmeran’ın Hikayesi? Şahmeran’ın Gerçek Yüzü? Şahmeran’ın Dostu? Şahmeran’ın Mezarı? Şahmeran yılanların hükümdarı olarak bilinen, bedenin yarısı insan diğer yarısı yılan…
  • Yunus Emre ve Şiirleri
    Yunus Emre ve şiirlerini anlayabilmek için onun şiirlerini okuyup tahlil etmenin yanında yaşadığı dönemi de bilmek ve kendisini dönemiyle ilişkilendirmek oldukça önemlidir. Bu bağlamda ilk önce dönemine genel bir bakış…
  • Huzur Romanı ve Ahmet Hamdi Tanpınar
    Huzur romanı, Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılmıştır. Eser ilk önce 1948 yıllarda Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilmiştir, 1949 yılında ise basımı gerçekleşmiştir. Huzur romanı dört ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlere eserin…
  • Peyami Safa ”Fatih – Harbiye İncelemesi”
    Peyami Safa , 2 Nisan 1899’da İstanbul’da doğmuştur. Babası İsmail Safa da kendisi gibi bir edebiyatçıdır ve Servet-i Fünun’un şair kadrosu arasında yer almaktadır. Bu yüzden Muallim Naci onu “anadan…
  • Attila İlhan: Türk Edebiyatının Duayeni
    Attila İlhan, edebiyat derslerimizde belki hepimizin zevkle dinlediği, aşk deyince aklımıza gelen bir isimdir. Bu yazımda Cumhuriyet devri Türk şiirinin bağımsız ve en güçlü şairi olan Attila İlhan’dan söz edeceğim….
  • Garipçiler ve Türk Şiirine Katkıları
    Garipçiler, bu topluluğu lise yıllarımızdan hatırlamayanımız yoktur. Doğru hatırladınız! edebiyat derslerimizde gördüğümüz bir edebi topluluktan bahsediyorum. Cumhuriyet dönemi Türk şiiri dört ana döneme ayrılmaktadır. Bu dönemler 1923-1940, 1940-1960, 1960-1980, 1980…
  • Fetih Marşı Şiiri Üzerine Bir İnceleme
    Fetih Marşı Şiiri Üzerine Bir İnceleme adlı bu yazımda Arif Nihat Asya’nın Fetih Marşı şiirini tahlil ettim. Fetih Marşı Şiirinin İlk Bölümü ve Tahlili Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; Dağlardan çektiriler,…
  • Arif Nihat Asya’nın Hayatı ve Eserleri
    Arif Nihat Asya, asıl adı Mehmet Arif’tir, soyadını ise askerliğe gittiği zaman Soyadı Kanunu ile almıştır. Arif Nihat Asya, 7 Şubat 1904 yılında Çatalca’da doğmuştur. Doğduktan 7 gün sonra babasını…
  • Necip Fazıl Kısakürek ve Edebi Anlayışı
    Necip Fazıl Kısakürek ve Edebi Anlayışını konu edindiğim bu yazımda öncelikli olarak Necip Fazıl Kısakürek’in hayatıyla başlamak istiyorum. Necip Fazıl Kısakürek, 1904 yılında İstanbul’da doğmuştur. Aslen Maraşlı olan Necip Fazıl…
  • Nazım Hikmet ’in Yaşamıyla Eserlerinin Arasındaki İlişki
    15 Ocak 1902’de doğan Nazım Hikmet ’in şiirleri ve yaşamı arasında bir paralellik vardır. Kültürlü bir aile ortamında doğmuş, iyi bir eğitim almıştır. Onun hayatında etkisi olan ana unsurlardan biri,…
  • 2021 yılı “Yunus Emre ve Türkçe Yılı”
    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklama ve Resmi gazeteye göre; “2021 yılının ‘Bizim Yunus’, Yunus Emre ve Türkçe Yılı olarak anılması, Yunus Emre’nin mirası olan Türkçenin öneminin vurgulanması, medeniyet dili kimliğiyle…
  • Osman Gazi’nin Oyun İçinde Oyunu Kıssası
    Osman Gazi’nin her geçen gün bölgesinde (günümüz Marmara bölgesi) güçlenmesi, bölgede bulunan tekfurları (Doğu Roma Valileri) rahatsız etmeye başlamıştı. Doğu Roma tekfurları, Kara Osman Bey‘i bir an önce öldürmek istemekteydi….
  • Nalıncı Baba: Padişahın İşi Ne!
    Nalıncı Baba diye biri vardır. Sultan III. Murat zamanında İstanbul’da yaşamış bir evliya. Bu yazımızda Sultan III. Murat Han ile Nalıncı Baba arasında zuhur eden bir menkıbeye değineceğiz. Padişahın işi…
  • Türk Dili Üzerine Değerlendirme
    Türk Dili Üzerine değerlendirme isimli bu yazımızda Türkçemizin ve dilin kültür üzerindeki etkilerine değindik, konuya başlarken Mehmet Kaplan hocanın dil tanımına yer vermeyi uygun gördük. İyi okumalar. Dil, temeli bilinmeyen…
  • Gussa Ne Anlama Gelmektedir?
    Gussa kelimesi aslen Arapça bir kelime olup Türkçe, tasa, dert ve keder anlamlarına gelmektedir. Kelimenin Osmanlıca yazılışı bu şekildedir. gussa غصه Divan Edebiyatı şairlerimizden Şeyh Galip’in şiirlerinin dizelerinde; Yârabbî ne intizârdır…
  • Harun Reşit ‘in Takvası
    Hârun Reşit’in (rah.) kardeşi İbrahim bin Mehdi şöyle anlattı: “Bir gün Harun Reşid’in yanında idim. Aşçısını çağırdı ve “Yemek için hazırda deve etin var mı?” diye sordu. Aşçı da olduğunu…
  • Allah Dostlarına Korku Yoktur. İlahi Adalet
    Sevgili belgelerle tarih okurları bugün yazımda dünyevi meselelerden değil manevi, ilahi meselelerden bahsetmek istiyorum. zira içinde bulundugumuz günlerde maneviyata ve ilahi düşüncelere olan sevgi giderek azalmış dünyevi ve geçici sıkıntılar…
  • Usta ve Şaşı Çırak: Mesneviden İbretlik Hikaye
    Usta ve şaşı çırak mesneviden çok güzel bir hikayeyi sizlere ulaştırmak isteriz. Bir ustanın, şaşı bir çırağı vardı. Usta bir gün çırağından, içerideki depoya gidip raftaki şişeyi getirmesini istedi. Şaşı…
  • Ebu Hamza nın güzel bir hikayesi
    Tarih-i Dımaşk’tan Ebu Hamza nın güzel bir hikayesi: Allah Rızası İçin Hayır Yapmanın Mükafatı Tarih-i Dımaşk‘tan: Cüneyd-i Bağdâdî (rah.) Hazretlerinin hocalarından olan Ebu Hamza Muhammed bin İbrâhim’in (rah.) yağmurlu bir…
  • Seyyar: Ekmeğini Bir Kap Yoğurttan Çıkartmak
    Bir zamanlar her geçtiği evin önünden bağırarak geldiğini ilan eden ekmeğini bir kap yoğurt satarak çıkaran seyyar esnaflarımız vardı. Gene günlerden bir gün omzuna yüklediği yoğurtları satmak, evine ekmek götürmek…

Similar Posts

3 Comments

  1. Arif Bey çok güzel yazmış, Rabia Hanım da çok güzel açıklamış, tebrikler 👏🏻

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir