eski-turklerde-nardugan-ve-bayrami-agac-susleme

Eski Türklerde Nardugan Bayramı ve Ağaç Süsleme Geleneği: Efsane mi Gerçek mi?

Aralık ayı geldiğinde vitrinleri süsleyen ışıklı çam ağaçları, Türk kültür tarihi tartışmalarını da beraberinde getirir. Popüler söylem, Hristiyan dünyasının Noel kutlamalarının kökenini Orta Asya steplerine, Türklerin “Akçam” ağacını süslediği Nardugan Bayramı ritüellerine dayandırır. Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ve tarihçi Murad Adji gibi isimlerin öne sürdüğü bu tez, Türklerin tek tanrılı dinlerden önce, yerin göbeğinde durduğuna inanılan kutsal Akçam ağacını, 21 Aralık kış gün dönümü gecesinde süslediklerini ve Tanrı Ülgen’e şükranlarını sunduklarını savunur. Ancak akademik tarihçiler, bu anlatının antik kaynaklarda yer almadığını belirtmektedir. Onlar bunu kültürel bir yeniden inşa süreciyle karşı karşıya olduğumuzu vurgular. Türk mitolojisinin derinliklerinde ağaç kültü, hayat ağacı ve mevsimsel döngü kutlamaları şüphesiz mevcuttur; fakat bu ritüellerin bugünkü Noel algısıyla ne kadar örtüştüğü, belgeler ışığında incelenmeyi hak eder.

Nardugan Nedir?

Nardugan, etimolojik olarak Moğolca “Nar” (Güneş/Ateş) ve Türkçe “Tugan/Dugan” (Doğan) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmaktadır. Ve “Doğan Güneş” anlamına gelen bir terimdir. Yine bu terim Türk topluluklarında kış gündönümü veya bahar başlangıcıyla ilişkilendirilen bir bayram kavramıdır. Kimi kaynaklarda 21 Aralık’ta günün geceyi yendiği “yeniden doğuş” bayramı olarak tanımlanır. Tarihsel veriler bu terimin daha çok İdil-Ural bölgesindeki Türk halkları (Başkurtlar, Tatarlar, Çuvaşlar) arasında Nevruz’un karşılığı veya kış dönümü kutlaması olarak kullanıldığını gösterir.

Akçamın Gölgesinde: Güneşin Zaferi ve Ülgen’e Sunulan Hediyeler

Karanlığın en yoğun olduğu an, aydınlığın zaferinin habercisidir. Türk kozmolojisinde gece ile gündüzün savaşı, 21 Aralık kış gün dönümü gecesinde zirveye ulaşır. İnanışa göre, bu uzun savaşın sonunda Güneş galip gelir ve günler uzamaya başlar. Bu “yeniden doğuş”, Türkler tarafından büyük bir coşkuyla karşılanırdı. İddialara göre, Türkler bu zaferi kutlamak için, yapraklarını hiç dökmeyen ve “hayat ağacı”nı simgeleyen Akçam ağacını seçerlerdi.

Ülgen’e Sunulan Hediyeler

Bu ritüelin merkezinde, iyilik tanrısı Tanrı Ülgen yer alır. Ülgen, gökyüzünün en üst katında, güneşin ve ayın ötesinde yaşar; gök cisimlerini yönetir ve insanlara iyilik saçar. Türkler, Güneş’i kendilerine geri verdiği için Ülgen’e dua ederlerdi. Hatta duaları tanrıya ulaşsın diye Akçam ağacının altına hediyeler bırakır ve dallarına dileklerini temsil eden alacalı ipler veya bezler bağlarlardı. Bu ritüel, günümüzdeki yılbaşı ağacı süsleme geleneğiyle şaşırtıcı bir benzerlik gösterir. Ancak Prof. Dr. Ahmet Taşağıl gibi tarihçiler, “Akçam” diye özel bir çam türünün Orta Asya ve Sibirya florasında baskın olmadığını ifade etmektedir. Yine bu anlatıların Türklerin kadim “Kayın ağacı” kültüyle karıştırıldığını belirtir. Gerçekten de Türk mitolojisinde Hayat Ağacı (Ulukayın veya Bay Terek), yerin göbeğinden göğe yükselen ve alemleri birbirine bağlayan kozmik bir eksendir.

“Şah Bezeme” ve “Nahıl”: Yaşayan Ağaç Kültü

Türklerde ağaç süsleme geleneği sadece tartışmalı Nardugan bayramı ile sınırlı değildir. Anadolu ve Azerbaycan sahasında, özellikle düğünlerde uygulanan Şah bezeme geleneği, bu kadim inancın somut bir devamıdır. Düğünlerde, bir ağaç dalı veya tahta iskelet üzerine meyveler (özellikle elma ve nar), şekerlemeler, mumlar ve renkli ipler asılarak hazırlanır. Bu ağaç “Şah”, bolluk ve bereketi simgeler. Bu süslü ağaç, damat evine götürülür ve bir nevi hayat ağacı replikası işlevi görür. Benzer şekilde Osmanlı şenliklerinde görülen ve üzeri binlerce süs, meyve ve mumla donatılan devasa ağaca Nahıl ağacı denilirdi. Nahıl ağacı bereketi ve gücü temsil eden, kökleri eski Türk inançlarına uzanan bir başka örnektir.

eski-turklerde-nardugan-ve-bayrami-agac-susleme

Eski Türkler, yalama veya çaput bağlama adını verdikleri ritüelde bulunuyordu. Bu ritüelle, kutsal saydıkları ağaçlara (özellikle Kayın, Ardıç ve Çam) bez parçaları bağlayarak dilek dilerlerdi. Bu eylem, ağacın ruhuna veya ağaç üzerinden Tanrı’ya bir sunu niteliği taşırdı. Dolayısıyla, Nardugan bayramı adı altında olmasa bile, “ağaca hediye sunma ve onu süsleme” eylemi yapılmaktaydı. Türk kültür kodlarında, Şah bezeme ve Nahıl geleneklerinde canlılığını korumuştur.

Akademik Tartışmalar

Nardugan’ın, Hristiyanlıktaki Noel ağacı geleneğinin kökeni olduğu tezi, akademik dünyada hararetli tartışmalara yol açmıştır. Muazzez İlmiye Çığ, Akçam ağacı süsleme geleneğinin Hunlar yoluyla Avrupa’ya taşındığını savunur. Ve yine Hristiyanların bu adeti Türklerden alarak İsa’nın doğumuyla birleştirdiğini savunur. Bu görüşe göre, Akçam sadece Orta Asya’da yetişen bir türdür ve Filistin coğrafyasında bilinmemektedir. Bu da geleneğin kökeninin Orta Asya olduğunu kanıtlar.

Tarihsel Gerçeklik

Ancak, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ve Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet Çay gibi tarihçiler, İslamiyet öncesi Türk kaynaklarında (Orhun Yazıtları, Çin yıllıklarında) doğrudan “Nardugan” adlı bir bayramın bilinmediğini ifade eder. 21 Aralık’ta ağaç süsleme ritüeline de rastlanmadığını belirtirler. Onlara göre Nargudan nedir sorusunun cevabı, daha çok İdil-Ural bölgesindeki Hristiyanlaşmış veya Rus kültürüyle etkileşime girmiş Türk topluluklarının (Çuvaşlar, Kreşin Tatarları) geleneklerinde aranmalıdır. Örneğin, Kreşin Tatarları Nardugan’ı 25 Aralık ile 5 Ocak arasında kutlar. Dolayısıyla bu kutlamalar Noel ile benzerlik gösterir. Ayrıca, eski Türklerde yılbaşı kutlamaları genellikle baharın gelişiyle (Mart ayı) ilişkilendirilir ve 12 Hayvanlı Türk Takvimi’ne göre düzenlenirdi.

Kültürel Etkileşimler

Nardugan bayramı ve Ayaz Ata figürü üzerindeki tartışmalar, kültürel kimlik inşası sürecinin bir parçasıdır. Muazzez İlmiye Çığ, Hristiyanlıktaki Noel ağacının, Hunların Avrupa’ya göçüyle Türklerden batıya taşındığını iddia eder. Ancak akademik çevreler, bu iddianın tarihsel belgelerle desteklenmediğini ifade etmektedir. “Ayaz Ata” figürünün ise daha çok Rus “Ded Moroz” (Şahta Baba) ve Batı’nın Noel Baba figürünün bir sentezi olarak Sovyet döneminde Türk cumhuriyetlerinde popülerleştiğini savunur.

Mitolojik Dönüşüm

Eski Türklerde zaman ve takvim, güneşin hareketlerine göre düzenlenirdi. 12 Hayvanlı Türk Takvimi, güneş yılı esasına dayanır ve yılbaşı, doğanın uyanışı olan Mart ayına (Nevruz) denk gelirdi. Hunlar ve Göktürkler, yılın beşinci ayında (Mayıs) ve sonbaharda atalara ve Gök Tanrı’ya kurban sunmak için toplanırlardı. Kışın en soğuk günlerinde yapılan “Koraçun” veya “Soğum” gibi etkinlikler ise daha çok hayatta kalma mücadelesi ve erzak hazırlığıyla ilgiliydi. Yine de, Güneş’in (Kün) Türk mitolojisindeki kutsal yeri, hükümdarların her sabah doğan güneşi selamlaması, 21 Aralık gibi kozmik bir dönüm noktasının Türkler tarafından fark edilmemiş olmasını imkansız kılar. Türkler, bu tarihi “Nardugan” adıyla değilse bile, güneşin dönüşü ve karanlığın yenilişi olarak algılamış ve kutsamış olabilirler.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Eski Türklerde Noel Baba benzeri bir figür var mıdır?

Eski Türk mitolojisinde birebir Noel Baba’yı karşılayan bir figür yoktur. Ancak soğuk hanı, kış cini veya koruyucu ruh gibi kavramlar mevcuttur. Günümüzde popülerleşen Ayaz Ata figürü, büyük ölçüde Sovyet döneminde Rus kültüründeki Ded Moroz (Şahta Baba) etkileşimiyle Orta Asya Türkleri arasında yaygınlaşmış olup sonradan mitolojik bir köken atfedilmiştir.

Türkler neden ağaçlara bez (çaput) bağlar?

Bu gelenek, Yalama olarak bilinir ve eski Türk inancındaki “Yer-Su” ve “Ağaç” kültüyle ilgilidir. Kutsal sayılan ağaçlara (özellikle yalnız ağaçlara) bez bağlamak, bir nevi kansız kurban veya hediye sunmaktır. Kişi, kendi giysisinden bir parçayı ağaca bağlayarak, hastalığını veya derdini ağaca aktardığına ya da dileğinin gerçekleşmesi için ruhlardan yardım istediğine inanır. Renkli bezler (yalama) bağlar, altına hediyeler bırakırlardı.

Nardugan Bayramı günümüzde hangi Türk topluluklarında kutlanır?

Nardugan, günümüzde özellikle İdil-Ural bölgesindeki Tatarlar, Başkurtlar ve Çuvaşlar (Nartukan adıyla) arasında kutlanmaktadır. Çuvaşlar ve Hristiyan Tatarlar (Keraşenler) bu bayramı Noel yortusuyla veya kış dönümü şenlikleriyle birleştirmişlerdir. Ayrıca son yıllarda Türkiye’de de kültürel bir uyanış hareketi olarak 21 Aralık’ta çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlanmıştır.

Kaynakça

Milliyet, “Prof. Dr. Ahmet Taşağıl: Safsatadan Başka Bir Şey Değil”.
Tarihten Yazılar, “Nardugan Bayramı Hakkındaki Yalanlar ve Gerçekler”.
Nardugan Bayramı
Prof. Dr. Abdulhaluk Mehmet Çay: Nardugan Bayramı ve Yılbaşı kutlamalarının tarihi kaynaklarda yeri yok
A. İnan, Hurafeler ve Menşeleri, s. 203.
C. Beydili, Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, s. 24, 29.
A. Çay, Türk Ergenekon Bayramı Nevruz, s. 15-16-17.
A. İnan, Eski Türk Dini Tarihi, s. 205.
B. Ögel, Türk Mitolojisi II, s. 465.
M. Mandaloğlu, “Türk Kültür Çevresinde Şamanizm”, s. 116.
N. R. Büngül, Eski Eserler Ansiklopedisi, s. 38.
J. P. Roux, Eski Türk Mitolojisi, s. 14.
M. Uraz, Türk Mitolojisi, s. 70-84-98.
N. Gültepe, Kızılelmanın İzinde, s. 72-145-320-321-349.
S. Koca, “Eski Türklerde Bayram ve Festivaller”, s. 9.
İ. Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, s. 303.
H. Z. Koşay, Orta Asyada Türk Medeniyeti, s. 439.
N. Demir, “Türk Tarihinin Kaynağı Olarak Kaya Resimleri”, s. 14.
A. M. Çay, Türk Ergenekon Bayramı Nevruz, s. 18.
U. Harva, Altay Panteonu, s. 54.
Y. Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Ana Hatları, s. 112-114-116.
Y. Kalafat, Eski Türk Dini İzleri, s. 178.

Alakalı Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir