yavuz-sultan-selimin-tahta-cikisi-taht-mucadeleleri-one-cikan-gorsel

Baba Katili mi, Devletin Kurtarıcısı mı? Yavuz Sultan Selim’in İktidara Yürüyüşü

Osmanlı tarihinde taht değişimleri genellikle sancılı olmuştur; ancak hiçbiri Yavuz Sultan Selim’in iktidarı ele geçirişi kadar dramatik, sert ve “ihtilal” havasında geçmemiştir. Babası II. Bayezid’i tahttan indirerek padişah olan ilk ve tek Osmanlı şehzadesi olan Selim’in hikayesi, sadece bir iktidar hırsı değil, yaklaşan büyük bir tehlikeye (Safeviler) karşı devletin bekasını sağlama refleksi olarak da okunabilir.

Gelin, Trabzon’daki bir sancakbeyinin, devletin merkezindeki dengeleri nasıl altüst edip “Yavuz” unvanını alarak tahta çıktığını adım adım inceleyelim.

Bayezid ve Yükselen Tehlike

1500’lerin başında Osmanlı tahtında Sultan II. Bayezid oturuyordu. Kaynaklarda “Veli” veya “Sofu” olarak anılan padişah, barışçıl, savaştan hoşlanmayan ve daha çok içe dönük bir yönetim sergiliyordu. Ancak Doğu’da işler karışıyordu. Şah İsmail liderliğindeki Safevi Devleti, Şii propagandasıyla Anadolu’yu içten içe kemiriyor, Şahkulu gibi isyanlarla Osmanlı otoritesini sarsıyordu.

Yaşlanan padişahın bu tehdide karşı pasif kalması, özellikle ordu (Yeniçeriler) ve uç beyleri arasında ciddi bir huzursuzluk yaratmıştı. Gözler, bu “yumuşak” yönetimin yerine geçecek güçlü bir lider arıyordu.

Şehzadelerin Taht Mücadeleleri

Bayezid’in hayatta kalan üç oğlu vardı ve her biri taht için hamlelerini yapıyordu:

  • Şehzade Ahmed (Amasya): Babasının favorisiydi. Devlet ricali (bürokrasi) onu destekliyordu çünkü babası gibi uysal ve yönetilebilir görülüyordu.
  • Şehzade Korkut (Manisa/Antalya): Alim ve sanatçı ruhluydu, ancak çocuğu olmadığı için şansı zayıftı. Yine de İstanbul’a yakın olmak için çabalıyordu.
  • Şehzade Selim (Trabzon): En küçük kardeş olmasına ve İstanbul’a en uzak sancakta bulunmasına rağmen en hırslısıydı. Trabzon’da Safeviler ve Gürcülerle yaptığı mücadelelerle askeri dehasını kanıtlamış, sert mizacıyla Yeniçerilerin “işte aradığımız lider” dediği kişi olmuştu.

Yavuz Sultan Selim’in Stratejik Hamleleri

Selim, babasının Ahmed’i veliaht yapmaya niyetli olduğunu anlayınca, o güne kadar görülmemiş bir strateji izledi. Oğlu Süleyman’ın (Kanuni) Kefe Sancakbeyi olmasını fırsat bilerek Kırım’a geçti ve kayınpederi Kırım Hanı Mengli Giray’ın desteğini aldı.

Normalde şehzadelerin Rumeli’ye geçmesi yasaktı. Ancak Selim, bu kuralı çiğneyerek askerleriyle Balkanlara geçti. Babası II. Bayezid, onu durdurmak için üzerine yürüdü. Baba ve oğul, Çorlu yakınlarındaki Karıştıran Ovası‘nda karşı karşıya geldi (Ağustos 1511). Bu savaşta Selim yenildi. Atı “Karabulut” sayesinde zorlukla kaçarak tekrar Kırım’a sığındı.

Burada ilginç bir psikolojik kırılma yaşandı: Selim savaşı kaybetmişti ama askerin gönlünü kazanmıştı. Yeniçeriler, babasına kılıç çekecek kadar gözü kara olan bu şehzadeyi, devletin başına çöreklenen tehlikeleri temizleyecek tek güç olarak görmeye başladılar.

yavuz-sultan-selimin-tahta-cikisi-taht-mucadeleleri

Yeniçeriler Yavuz Sultan Selim İçin İsyan Ettiler

Selim’in yenilgisi üzerine, babası II. Bayezid favori oğlu Şehzade Ahmed’i tahta davet etmek için İstanbul’a çağırdı. Ahmed, Üsküdar’a kadar geldi. Ancak burada tarihi bir an yaşandı: Yeniçeriler, Ahmed’in padişahlığını kabul etmeyerek isyan ettiler. Devlet adamlarının evlerini yağmaladılar ve “Biz Selim’i isteriz” diyerek Ahmed’in İstanbul’a girmesine izin vermediler.

Gururu kırılan ve Anadolu’ya dönen Ahmed, orada isyan bayrağını açıp, oğlu Alaaddin vasıtasıyla Bursa’yı zapt edip kendi adına hutbe okutunca (ki bu padişahlık ilanıdır), II. Bayezid için seçenekler tükendi. Devletin bekası için, istemeyerek de olsa, askerin istediği adayı, yani Selim’i İstanbul’a davet etmek zorunda kaldı.

Bayezid’in Hazin Sonu

Selim, İstanbul’a geldiğinde Yeniçeriler onu coşkuyla karşıladı. 24 Nisan 1512 tarihinde II. Bayezid, “Adaletten ayrılma, yaşlılara hürmet et” gibi nasihatlerle tahtı oğluna terk etti.

Devrik padişah, ömrünün kalanını geçirmek üzere doğum yeri olan Dimetoka’ya gitmek istedi. Ancak yolda, Çorlu yakınlarında (Sazlıdere veya Abalar mevkiinde) şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Tarihçilerin bir kısmı eceliyle öldüğünü yazsa da, dönemin bazı kaynakları ve yaygın kanaat, Selim’in emriyle doktoru tarafından zehirlendiği yönündedir.

“Nizam-ı Alem” Uğruna…

I. Selim tahta çıktığında (1512), sadece bir padişah değil, aynı zamanda “Yavuz” (sert, çetin) bir lider olduğunu hemen gösterdi. Tahtını güvenceye almak ve devletin bölünmesini engellemek için “Nizam-ı Alem” ilkesini en sert şekilde uyguladı:

  • Kardeşleri: Şehzade Ahmed ve Şehzade Korkut’u yakalatarak boğdurttu.
  • Yeğenleri: Kardeşlerinin oğulları olan tüm şehzadeleri, hatta henüz çocuk yaşta olanları bile Bursa’da toplatıp idam ettirdi. Böylece tahtta hak iddia edebilecek tek bir rakip bırakmadı.

Bu sert temizlik, onun “sekiz yıla seksen yıllık iş sığdıran” saltanatının, iç karışıklıklarla bölünmeden, tüm enerjisini Doğu (Safevi) ve Güney (Memlük) seferlerine vermesini sağladı.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

Yavuz Sultan Selim babasını zorla mı tahttan indirdi?
Evet, teknik olarak bir askeri darbe ile olmasa da, askeri ve siyasi bir zorlama ile tahtı devralmıştır. Yeniçerilerin diğer adayları (özellikle Şehzade Ahmed’i) reddetmesi ve isyan çıkarması üzerine, II. Bayezid fiilen yönetemez hale gelmiş ve tahtı Selim’e bırakmak zorunda kalmıştır.

Yavuz Sultan Selim babasını zehirletti mi?
Bu konu tarihçiler arasında tartışmalıdır. II. Bayezid, tahttan çekildikten çok kısa bir süre sonra yolda vefat etmiştir. Dönemin bazı kaynakları (örneğin Menavino ve Tenkihü’t-Tevarih), Selim’in emriyle doktoru tarafından zehirlendiğini iddia ederken, resmi Osmanlı tarihçileri genellikle eceliyle öldüğünü yazar. Ancak olayın gelişimi ve Selim’in karakteri, zehirleme şüphesini güçlendirmektedir.

Yavuz Sultan Selim neden kardeşlerini öldürttü?
Yavuz, Fatih Sultan Mehmed’in kanunnamesinde yer alan “Nizam-ı Alem için kardeş katli vaciptir” ilkesini en sert uygulayan padişahlardan biridir. Tahta çıktığında kardeşleri Ahmed ve Korkut hayattaydı ve Ahmed’in oğulları da saltanat iddiasındaydı. Devletin bölünmesini ve iç savaşı (Fetret Devri benzeri bir durumu) engellemek için tüm rakiplerini ortadan kaldırmıştır.

Yeniçeriler neden Yavuz Sultan Selim’i destekledi?
Yeniçeriler, II. Bayezid’in pasif politikasından ve Safevi tehlikesine (Şah İsmail) karşı yeterince sert önlemler alınmamasından rahatsızdı. Yavuz Sultan Selim ise Trabzon valisiyken gösterdiği savaşçılık, cesaret ve Safeviler üzerine yaptığı akınlarla askerin “gaza” (savaş) isteğine cevap veren bir lider profili çiziyordu. Asker, yaklaşan büyük savaşlar için başında “Yavuz” (sert ve yetenekli) bir komutan görmek istiyordu.

Yavuz Sultan Selim’in tahta çıkışında Şah İsmail’in etkisi nedir?
Doğrudan olmasa da dolaylı etkisi çok büyüktür. Şah İsmail’in Anadolu’daki Şii/Kızılbaş propagandası ve Safevi devletinin yükselişi, Osmanlı devlet adamlarını ve orduyu “güçlü ve savaşçı bir lider” arayışına itmiştir. Yavuz’un iktidara gelişi, bir nevi bu tehdide karşı devletin verdiği bir “savunma ve saldırı” refleksidir.


Kaynaklar

Bu yazı hazırlanırken aşağıdaki tarihsel kaynaklardan ve belgelerden yararlanılmıştır:

  • Joseph von Hammer: Büyük Osmanlı Tarihi (Cilt 4, 11).
  • İsmail Hakkı Uzunçarşılı: Osmanlı Tarihi (Cilt 1, 2).
  • Hoca Saadeddin Efendi: Tâcü’t-Tevârîh.
  • Feridun Bey: Münşeatü’s-Selatîn (Dönemin mektup ve belgeleri).
  • Çağatay Uluçay: “Yavuz Sultan Selim Nasıl Padişah Oldu?” makalesi.
  • Halil İnalcık: Devlet-i ‘Aliyye ve Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ eserleri.
  • Veli Şirin: Siyâsî ve Kültürel Osmanlı Tarihi.
  • Hasırcızade Metin Hasırcı: Büyük Osmanlı Tarihi.

Alakalı Yazılar

One Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir