Osmanlı İmparatorluğu

Osmanlı, Aşılamamış, Anlaşılamamış İmparatorluk

Osmanlı İmparatorluğu, aşılamamış ve dahi anlaşılamamış bir devlettir. Günümüzde üzerinde tartışmaların halen devam ettiği Osmanlı imparatorluğunun nasıl bir devlet olduğunu, dünya siyasetindeki yerini siz değerli okurlarıma kalemimin yettiğince anlatmaya çalışacağım.

Osmanlı Anadolu’da, özellikle Türkistan mayasıyla mayalanmış Anadolu’da kurulmuş; kendinden önceki başat devlet olan Selçukluların ve dahi ilerleyen yıllarda diğer devletlerin mirasını üzerine alarak büyümüş bir cihan imparatorluğudur. Okullarımızda, iş yerlerimizde veyahut her türlü ortamda Osmanlı’dan bahsedilirken yalnızca; at üstünde sefer yapan, harem, hain paşalar gibi konuların üzerinde durulması, bizlerin nasıl bir mirasa sahip olduğumuzun anlaşılmadığı manasına gelmektedir.

Osmanlı, elbet seferler düzenlemiş, çeşitli entrikalara maruz bırakılmış bir devlet olsa da dünya siyasetindeki yeri yüzyıllarca değişmemiş bir imparatorluktur. Tabi imparatorluk derken Prof. Dr. Hüseyin Muşmal hocamızın deyimiyle; emperyal kökünden gelen imparatorluk değil de bir kültür birikimine sahip olan devlet gözüyle Osmanlı’ya bakmalıyız.

Orhan Gazi döneminde bir devlet konumu kazanmış Osmanlılar, II. Mehmed (Fatih) döneminde imparatorluk statüsüne yükselmiş önce iki kıtada daha sonrasında I. Selim (Yavuz) dönemindeyse üç kıtada söz sahibi olmaya başlamıştır. Tabi halifeliğin Türklere geçmesiyle liderlik; kızıl elma anlayışının yanında i’la-yı kelimetullah’ın eklenmesiyle güç kazanmıştır. Burada şundan bahsetmekte fayda var; Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle i’la-yı kelimetullah davası, kızıl elma anlayışına eklenmiştir. Lakin unutulmamalıdır ki Osmanlı’da bu iki güç birleşerek devlet politikası haline gelmiştir. Diğer Türk- İslam devletlerinde bu anlayış yok mudur? Elbette vardır ancak halifelik başka bir devlette olduğu için Osmanlı öncesi Türk devletlerinin yalnız İslam’ın koruyuculuğunu üstlenme vazifesi vardı.

Türk Milletinin Altın Çağı Osmanlı İmparatorluğu

Özellikle I. Süleyman (Kanuni) dönemi ve sonrasında tüm Türk ve Müslümanların koruyucusu ve kollayıcısı olan Osmanlılar, cihanın başat gücü olmuştur. Hazar’dan Tuna boylarına; Sahra çöllerinden Şimal topraklarına kadar büyük bir coğrafyaya sahip olan devlet, dünyaya nizam vermiş dolaylı olarak diğer milletleri kültürüyle etkilemiştir. Nerede bir Türk’ün, Müslüman’ın başı sıkışsa her daim yardım göndermekten çekinmemiştir. Hint deniz seferleri olsun, Açe Sultanlığına gönderilen büyük yardımlar olsun daha adını sayamayacağımız destekleriyle sadece şark üzerine değil garp üzerinde mazlum gayrimüslimlerin de savunucusu olmuştur. Ek olarak; İrlanda’ya gönderilen yardımlar, Endülüs’e gönderilen yardımlar hepsi Osmanlı’nın ne derece bir devlet olduğunu bizlere kanıtlamaktadır.

Günümüzde anlatılagelenlere bakıldığında Osmanlı, Kanuni’den sonra çökmeye başlamış bir devlettir denir. Halbuki bu, bila kaydu şart yanlıştır. Yıl 1795-96 şimdilerin dünya gücü saydığı ABD, Trablus antlaşmasıyla Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’ye vergi ödemeye başladı. Sultan Abdülaziz döneminde Osmanlı donanması dünya sıralamasında ilk 5’te idi. Osmanlı, Yahudileri bile Endülüs’te haçlı tehlikesinden kurtaran ve kendi topraklarına kabul eden yüce devlettir. Kurtuluş savaşında İzmir’ e varılmadan evvel Buhara’dan yani Türk dünyasından Türkiye’ye hediye yardımlar ve İzmir Fatihi Emir Timur’un kılıcının gelmesi Osmanlı yıkılsa da izlerinin halen dünya siyasetinde ve gönüllerde yer aldığının göstergesidir. Gönül demişken bugün halen dünyanın çeşitli yerlerinde Osmanlı sultanlarının adına hutbe okutulduğu da unutulmamalıdır. Osmanlı, Türklerin durdurulmuş bir medeniyetidir.

Bugün baktığımızda geçmişi olmayanlar sahte kahramanlarıyla gençlerimizin ve dahi aziz Türk milletinin aklını çelmekte. Özellikle şu hususa dikkat çekmek istiyorum. Yurt dışına gönderilen evlatlarımızın çoğu, oranın kültürünü benimseyip geliyor ve zarardan başka katkısı olmuyor. Bu Tanzimat Döneminden beridir böyle gelmiştir lakin böyle gidemez. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu konuya bir an önce el atılmalıdır. Osmanlı ’nın ve dahi izzetli Türk milletinin bu kültür hazinesini devralan Türkiye’nin; Prof. Dr. Selahattin Avşaroğlu’nun deyimiyle ülkemizin, Türk illerinden gelen öğrencilere kucak açması ve yetiştirip ülkelerine vatanperver, milletperver bireyler olarak gönderilmesi gerekmektedir.

Ben Bekir Karaca olarak sizlere son olarak şunları söylemek istiyorum; Türk tarihi sayısız kahramanla doludur. Türk evladının sahte kahramanlara ihtiyacı yoktur. Bu yazıyı kaleme alarak siz değerli okurlarımda bir farkındalık oluşturmak istedim. Sizler imparatorluk varisi bireylersiniz. Sokakta yürürken dahi adımlarınız yeri titretsin. Ezilip büzülmeye mahal yok.  Nice yazılarda görüşmek duasıyla. Yorum yapıp paylaşıp destek vermeyi ihmal etmeyiniz. Şimdiden teşekkür ederim.

6 thoughts on “Osmanlı, Aşılamamış, Anlaşılamamış İmparatorluk”

    1. Rica ederim. Sizlere bir faydamız dokunduysa ne mutlu. Yeni yazılarım için takipte kalabilir geçmiş yazılarımı okumak için sitemizde yer alan profilime bakabilirsiniz. 🙂

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top