Hücre-i Saadet’e kurşun duvar
Büyük Selçukluların Halep Atabeyi Nureddin Mahmud Zengî, 1162 yılında ilahi bir rüya sonrasında, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kabrini yani Hücre-i Saadet’i muhafaza etmek için kutsal bir görev üstlendi. Bu yazıda, bu büyüleyici hikayeyi ve o dönemde yaşanan olayları anlatarak, günümüzde hala mevcut olan Kurşun Duvar’ın önemini ve tarihi bağlamını sizlerle paylaşacağız.

Nureddin Zengî’nin İlahi Rüyası ve Medine Seyahati
Nureddin Mahmud Zengî, rüyasında Peygamber Efendimiz’i görerek, kendisine iki kişiye karşı yardım etmesini istemesi üzerine harekete geçti. Güvendiği veziri Cemaleddin Musulî ile görüşerek, bin kişilik orduyla Medine’ye doğru yol aldı. 25 konaklık bu yolculuğu 16 günde tamamlayarak, peygamberler şehrine ulaştı.
Medine’deki Tehlikenin Farkına Varılması
Nureddin Zengî, Medine’ye vardığında, halka hediyeler dağıtarak onların desteğini ve güvenini sağlamayı hedefledi. Fakat rüyasında gördüğü hainleri bulamayınca, şehirde başka kimlerin olduğunu sordu. Şehirde sultandan yardım almayan sadece iki derviş olduğunu öğrendi. Bu dervişlerin güvenilir ve dürüst oldukları düşünülse de, Nureddin Zengî’nin şüpheleri arttı.
Tehlikenin Gerçek Yüzü
Nureddin Zengî, şüphelerinin peşine düşerek dervişlerin kaldığı eve gitti. Burada, yerdeki hasırın altında bir tünel keşfetti. İşbirliği yapan dervişler, aslında mağrib müşriklerinden olduklarını ve Peygamber Efendimiz’in naaşını çalmak amacıyla Medine’ye geldiklerini itiraf ettiler. İçlerindeki hainliğin ortaya çıkması üzerine, Nureddin Zengî tarafından idam cezasına çarptırıldılar.

Kurşun Duvar’ın Yapılması
Nureddin Han, benzer bir olayın yaşanmaması için, Hücre-i Saadet’in etrafını, su çıkıncaya kadar kazdırdı. Kazılan hendeklere kurşun dökülerek, yer altında bir nevi kale duvarı inşa edildi. Bu sayede, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin kabr-i şerifleri, Nureddin Mahmud Zengî’nin yaptırdığı kurşun duvarla korunmuş oldu. Bu koruyucu duvar, tarih boyunca kabrin saygınlığına ve güvenliğine yönelik tehditlerin önüne geçmiştir. Bu yapı, aynı zamanda Nureddin Mahmud Zengî’nin Peygamberimize olan bağlılık ve hürmetinin sembolüdür.
Günümüzde Kurşun Duvar’ın Değeri ve Mirası
Kurşun Duvar, İslam tarihi açısından büyük öneme sahip olan Peygamber Efendimiz’in kabrini koruyan sağlam ve değerli bir yapıdır. Bu duvar sayesinde, kabrin hürmetine ve güvenliğine yönelik tehditler bertaraf edilmiştir. Bu yapı, aynı zamanda Nureddin Mahmud Zengî’nin Peygamberimize olan saygı ve bağlılığının sembolüdür.

Sonuç olarak Nureddin Mahmud Zengî’nin yaşadığı ilahi rüya ve sonrasında gerçekleştirdiği hareket, Peygamber Efendimiz’in kabrini koruyan Kurşun Duvar’ın inşasına vesile oldu. Bu etkileyici hikaye, İslam tarihi ve kültürü için büyük bir öneme sahip olup, günümüzde de hala anlatılmaktadır. Kurşun Duvar, İslam dünyası için önemli bir yapı olmanın yanı sıra, tarih ve kültür meraklıları için de ilgi çekici bir noktadır. Bu sayede, Nureddin Mahmud Zengî’nin büyük mücadelesi ve eseri, gelecek nesillere aktarılan değerli bir miras olarak yaşamaya devam etmektedir.
- Nureddin Zengî ve Kurşun Duvar: Kutsal Mekanın KoruyucusuHücre-i Saadet’e kurşun duvar Büyük Selçukluların Halep Atabeyi Nureddin Mahmud Zengî, 1162 yılında ilahi bir rüya sonrasında, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kabrini yani Hücre-i Saadet’i muhafaza etmek için kutsal bir görev üstlendi. Bu yazıda, bu büyüleyici hikayeyi ve o dönemde yaşanan olayları anlatarak, günümüzde hala mevcut olan Kurşun Duvar’ın önemini ve tarihi bağlamını sizlerle …
Nureddin Zengî ve Kurşun Duvar: Kutsal Mekanın Koruyucusu Devamı »
- İsfahan Tarihi Hakkında Her Şeyİsfahan bir çok tarihi döneme ev sahipliği yapan, İran Devleti’ne bağlı ve İran’ın burayı yönetim merkezi olarak kabul ettiği eyalettir. İsfahan asıl itibariyle Arapça kaynaklarda Sibâhân, İsbahân ve bazı eski Farsça kaynaklarda ise Sipâhân şeklinde geçer. Genellikle kabul edildiğine göre kelimenin sözlük anlamı “atlı askerler”dir. Bunun nedeni ise Sâsânî ordusu bir savaş çıktığında önündeki düzlükte …
- Sicilya Emirliği ‘’İtalya’daki İslam Mührü’’Sicilya Emirliği ‘ni incelemeden önce Sicilya ve bölgedeki Müslüman etkisinin nasıl başladığından bahsedelim. Sicilya, günümüzde İtalya Cumhuriyeti güney sınırları içerisinde yer alan Akdeniz’in en büyük adasıdır. Sicilya’nın fethi öncesi Müslümanlar, Hz. Ömer döneminde başladıkları fetih hareketlerini Hz. Osman döneminde de devam ettiriyorlar hatta denizaşırı seferlere çıkıyorlardı. Bu fetihler, Hulefa-yi Raşidin’den (Dört Halife Dönemi) sonraki devletlerde …
- Halep’ten Önce Kinnesrin Vardı Mezopotamya’nın Kadim ŞehriSizin de antik şehirlere merakınız var mı? Şimdi bahsedeceğimiz Chalcis Ad Belum yani diğer adıyla Kinnesrin bundan bin yıl önce var olmuş bir antik kentti. Kinnesrin şehrinin kurulması çok eskilere dayanmaktadır. Kinnesrin’in Tarihi Büyük İskender’e kadar dayanmaktadır. Büyük İskender’in ölümünden sonra komutanlardan Seleukos Nikator (M.Ö. 305-280) Balkanlardan Hindistan’a kadar olan bölgeye hâkim olup burada Seleukos …
Halep’ten Önce Kinnesrin Vardı Mezopotamya’nın Kadim Şehri Devamı »
- Uhud Savaşı ”Müslümanların Mağlubiyeti”Uhud savaşı, hicretin üçüncü yılında (625) gerçekleşen Müslümanların büyük kayıplar verdiği savaştır. Hz. Muhammed (S.A.V) ve ashabı Mekke’den Yesrib’e (Medine) hicret etmeden önce müşrikler tarafından baskılara zulümlere maruz bırakılmış hatta müşrikler üç yıl sürecek olan boykot dönemini başlatmışlardır. Yıllar 622’yi gösterdiğinde ilk hicret toprakları olan Habeşistan’dan sonra Hz. Peygamberinde dahil olduğu büyük göç Yesrib şehrine …
- Halifelik Nedir?Halifelik Nedir? İsimli blog yazımda sizlere Halife ve Hilafet makamını sorular üzerinden anlatmaya çalışacağım. Hayırla okuyunuz. Halife teriminden önce Hilafet terimine bakalım. Hilafet, lügatte; temsil etmek, vekalet veya yerine geçme gibi çeşitli manalara gelir. Halife ise Hilafet makamına gelen kimseye verilen isimdir. Hulefâ-yi Râşidîn yani dört halifeden (Hz. Ebubekir (r.a), Hz. Ömer (r.a), Hz. Osman …
- MiraçMiraç, yükselmek ya da yükselerek göğe çıkmak manasına gelmektedir. Miraç hadisesi ise şüphesiz ki Peygamberimizin en büyük mucizelerinden sadece bir tanesidir. Hz. Muhammed (S.A.V), receb ayının 27. Gecesi yüce Allah’ın daveti üzerine, Cebrail (a.s)’ın rehberliğinde Burak isimli bir cennet biniti ile Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yolculuk etmiştir. Miraç Hadisesi Nasıl Gerçekleşti? Kudüs vilayetinde bulunan Mescid-i …
- Kafkas İslam Ordusu Kumandanı Nuri Paşa Kimdir?Kafkas İslam Ordusu kumandanı Nuri Paşa (Nuri Killigil) hakkında hazırladık yazımızı bu hafta iyi okumalar dilerim. Harbiye Nazırı ve aynı zamanda abisi olan Enver Paşa’nın emriyle 28 yaşında iken bugünkü Azerbaycan devletinin başkenti Bakü ve diğer Türk-İslam şehirlerini Ermeni çeteleri ve Rus Bolşevik gruplarının işgalinden kurtarmak amacıyla kurulan 12 bin kişiden müteşekkil Kafkas İslam Ordusu’nun …
- Yermük Muharebesi “İslam’ın Yükselişi”Yermük Muharebesi isimli yazımıza başlamadan önce siz değerli okuyucularım ile İslam Devleti’nin genel durumuna bir bakalım. Hayırla okuyunuz. İslamiyet… Cihanı huzura kavuşturacak tek çare. Bir güneş gibi doğup cihanı aydınlatma yolunda iken 632 yılında bir hüzün yaşandı. İki cihan serveri, kutlu nebi Hz. Muhammed (S.A.V) vefat etmişti. Kazanılan mücadeleler, yapılan fetihler ve kabile kabile, öbek …
- Mekke’nin Fethi (630)Mekke’nin Fethi ne zaman, fetihteki amac nedir, fethin hazırlıkları nelerdir ve fetihten sonraki durumu derlediğim bu yazımda bulabilirsiniz. İyi okumalar. Mekke İslam aleminde mühim yer teşkil eden kutsal bir şehirdir. Kıblemiz olan Kabe bu şehirde, Hz. Peygamber (s.a.v) burada doğmuş ve Kur’an-ı Kerim burada inmeye başlamıştır. Hatta hac ile umre ibadetinin yerine getirildiği kutsal şehirdir. …
- İslam Güneşi: Hz. Muhammed (s.a.v)’in VeladetiSon hak dini İslâmiyet’in temsilcisi âlemlere rahmet olarak inen eşsiz ahlak sahibi Hz. Muhammed (s.a.v)’in Miladi olarak dünyaya teşrif ettiği gün; 20 Nisan ne kutlu bir gündür. Efendimiz (a.s.m) Miladi 571 yılında evrene bir güneş gibi doğmuştur. Son Peygamber âlemlerin nebisi sevgide, şefkatte, edepte ve tevazuda, kısaca güzel ahlakta zirveyi yaşayan tek insandır. Kûr’ân-ı Kerim’de …