Kapı Cami Konya’da 17. yy. Osmanlı mimari eserlerinden biridir ve tarihi Bedesten içinde yer almaktadır.
Kapı Cami Tarihi
Asıl adı İhyaiyye Cami ’dir. Konya kalesinin kapılarından At Pazarı kapısı yakınına yapıldığı için “Kapı Cami” olarak adlandırılmıştır.
Kapı Camii günümüze gelene kadar 3 kez inşa edilmiştir. Cami ilk olarak 1658 yılında Mevlana Dergâhı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından inşa edilmiştir.(Hazreti Mevlana’nın torunudur.)
Camii bir süre sonra yıkılmış ve Konya Müftüsü Esenlerlizâde Seyit Abdurrahman tarafından 1811’de tekrar yaptırılmıştır.

1867 yılında çarşıda çıkan yangında Kapı Cami de yanmıştır. Cami , Mevlana Dergâhı Şeyhi Mahmut Sadrettin ve Konya halkı tarafından 1868 tarihinde yeniden inşa edilmiştir.
Kapı Cami Mimarisi
Cami ’nin yapımında kesme taş ve devşirme malzemeler kullanılmıştır.Selçuklu kale duvarlarından sökülen taşlar ve Bizans eserleri kalıntıları caminin inşasında kullanılmıştır.
Kapı Camii ; harim, son cemaat yeri, mahfil, tek şerefeli minare, abdest muslukları ,şadırvan ve dükkanlardan oluşmaktadır.
Harim bölümü kesme taştan yapılmış ve 16 sütun üzeri 9 adet kubbe ile örtülmüştür. Kubbeler kalem işi ile süslenmiştir. Caminin üzeri kurşundan yapılmış çatı ile kapatıldığından kubbeler dışardan görünmez. Harimde Kuzey, doğu ve batı yönünü U şeklinde dolanan mahfil katı bulunmaktadır. Cami altta 28, üstte 30 pencere ile aydınlatılmıştır.

Taştan yapılan mihrab, çinilerle süslenmiş ve üzerine Ayete’l-Kürsî yazılmıştır. Ahşaptan yapılmış bir minberi vardır.
Kapı Cami ‘nin kuzey ,doğu ve batıda olmak üzere 3 kapısı bulunmaktadır. Asıl giriş kapısı olan kuzey kapısı üzerinde Şair Zehri’nin şiiri ve yarım daire şeklinde Ashab-ı Kehf’in isimleri yazılıdır.

Maşallah
Himmet rıza yap tecdidi mücerret hasd idip Mevlâ
Kaza-ı nariyla kılmış idi bu mabedi imha
Mesali-i cemil cümle ile beda olup, işte billetif hazretullah hatem buldu behişti asa
Tavaf edip serü-şan söyledi tarihini Zehri Sipas ve hamd hadi salat etti eyleyip ifa
Hurur Hattat Fahri H.1285 (M.1678)
Şiirin üzerinde yarım daire şeklinde sağdan başlayarak sırasıyla ; Yemliha, Makselina,Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenus, Kefeştatayyuş ve köpekleri Kıtmir ‘in ismi yazılıdır.

Son cemaat yeri, 10 mermer sütun sivri kemerlerle birbirine bağlanmış ve üstü örtülmüştür.Tavan kısmında yine kalem işi süslemeler görülür. Son cemaat yeri altında sekiz adet vakıf dükkanı bulunmaktadır.
Kapı Cami ‘nin kuzeydoğu kısmında yer alan minare taş ve tuğladan yapılmış ve çinilerle süslenmiştir. Minarenin yanında abdest muslukları yer almaktadır. 1812’de caminin batı kısmına şadırvan eklenmiştir.
Kapı Camii Geleneği
Camiide hatimle teravih namazı kıldırılır ve üç vakit mukabele okunur.Sahur , öğlen ve ikindi vakitlerinde 10’ar hafız tarafından Kuran-ı Kerîm hatmedilir.Kurulduğu tarihten günümüze kadar böyle devam etmiş ve gelenek halini almıştır.
Kaynakça
Konyalı İbrahim Hakkı, Konya Tarihi
Küçükdağ Yusuf, Erdemir Yaşar, Şahin Bekir, Karatay Tarih-Kültür-Sanat,1.cilt
- Konya Kapı CamiKapı Cami Konya’da 17. yy. Osmanlı mimari eserlerinden biridir ve tarihi Bedesten içinde yer almaktadır. Kapı Cami Tarihi Asıl adı İhyaiyye Cami ’dir. Konya kalesinin kapılarından At Pazarı kapısı yakınına yapıldığı için “Kapı Cami” olarak adlandırılmıştır. Kapı Camii günümüze gelene kadar 3 kez inşa edilmiştir. Cami ilk olarak 1658 yılında Mevlana Dergâhı Postnişinlerinden Pir Hüseyin …
- Sakarya Meydan Muharebesi’nin Önemi ve ÖzetiMilletimizin şahit olduğu yüzlerce savaştan biri olan Sakarya Meydan Savaşı Türk tarihindeki en önemli savaşlardandır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasını sağlayan Sakarya Meydan Muharebesi, Subaylar Savaşı olarak da bilinir. Sakarya Meydan Savaşı’nın Tarihteki Önemi Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos-13 Eylül 1921) Sakarya Meydan Muharebesi Kurtuluş Savaşı sürecindeki en önemli muharebelerden biri kabul edilir. Yunanlılar, Kütahya-Eskişehir Muharebelerini kazandıktan …
- Evliya Çelebi’nin Tanık Olduğu Beyin AmeliyatıEvliya Çelebi’nin Tanık Olduğu Beyin Ameliyatı Gezginimiz Evliya Çelebi, Viyana seyahati esnasında tanık olduğu bir beyin ameliyatını en ince ayrıntısına kadar okuyucuya resmeder. Buyurun hep beraber okuyalım. Kefereyi (kâfiri) dört ayaklı ipekli bir sedir üzerine yatırdılar. Başı Adana kabağı, burnu Mora patlıcanı gibi şişmişti. Hekimbaşı cümle kefereleri dışarı koğup mecruha (yaralıya) hemen safran gibi bir …
- Evliya Çelebi Nasıl Seyyah Oldu? Seyahat mi? Şefaat mi?Evliya Çelebi Nasıl Seyyah Oldu Seyahat mi Şefaat mi Dünyaca ünlü seyyahımız Evliya Çelebi’yi tanımayan yoktur. O yetmiş küsur ömrüne iki yüz elliden fazla şehir sığdırmayı başarmıştır. Seyyah Evliya Çelebi’nin gezdiği başlıca yerler arasında Anadolu, Suriye, Rumeli, Macaristan, Avusturya, Polonya, Almanya, Bosna-Hersek, Hollanda, Kırım, İran, Irak, Mısır, Habeşistan, Sudan ve Girit gelmektedir. Onun gezdiği bu …
Evliya Çelebi Nasıl Seyyah Oldu? Seyahat mi? Şefaat mi? Devamı »
- 802 Mührü İhtiva Eden Mühür Veritabanı Hizmete Sunuldu802 Mührü İhtiva Eden “Mühür Veritabanı” Hizmete Sunulmuştur. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının Kataloglama Birimi resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada; Katalog biriminin hazırladığı 802 mührü ihtiva eden “Mühür Veritabanı” hizmete sunulmuştur. şeklinde duyurdu. Devam eden açıklamalarda; “Yazma eserlerin muhtelif unsurları hakkında çalışmalar yürüten kurumumuzun müstakil çalışma alanlarından biri de yazma ve matbu eserlerde geçen şahıs, …
802 Mührü İhtiva Eden Mühür Veritabanı Hizmete Sunuldu Devamı »
- Eskiçağın Bölümleri Nelerdir?Eskiçağ Tarihi Kavramı: “İnsanlık tarihinin en eski gelişme evresi olan ve kalıcı etkileri öncelikle yazının bulunması, kent uygarlığının oluşması, devlet kavramı ve teşkilatının gelişmesi ve güçlü bir zihinsel kültürün ortaya çıkması gibi noktalar üzerinde yoğunlaşan Eskiçağ tarihi, esas itibariyle Akdeniz ve Önasya kültür çevrelerinin ve bu kültür çevreleriyle doğrudan ilişki halinde bulunan komşu bölgelerin yazı …
- Cumhuriyet Döneminde Türkçe ÖğretimiCumhuriyet dönemine, genel Türk tarihi açısından ele aldığımızda, bir nevi inkılaplar devri diyebiliriz. Haliyle yapılan inkılaplardan Türk dili de nasibini almış ve 1928 yılında alfabe değişikliğine gidilerek Türk dili, latin alfabesi ile tanışmıştır. Latin alfabesini benimsemeden önce Cumhuriyet döneminde Türk dil için çalışmalar başlatılmış ve 1924 yılında yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisad Kanunu[1] ile Türkçe, eğitim …
- 15 Mayıs 1919 İzmir’in İşgaliI. Dünya Savaşı sonunda yorgun düşen Osmanlı Devleti adeta iştahları kabartan büyük bir pasta haline gelmişti. Pastadan pay almak isteyen devletler sıraya girmiş, Yunanlılar ise hayalini kurdukları megali idea için fırsat bulmuşlardı. İşgal için tüm şartlar nerdeyse sağlanmıştı. Yunanlılar için ilk hedef İzmir’in İşgali idi Paris Barış Konferansı(18 Ocak 1919) Savaş sonrasında galip devletlerin kaybeden …
- Sivas Kongresi ve Heyet-i TemsiliyeSivas Kongresi, 4 Eylül 1919 günü Sivas Lisesi salonunda çalışmalarına başladı. Kongrenin ilk oturumunda Mustafa Kemal Paşa, açılışta genel olarak ülkenin durumunu izah etmişti. Osmanlı Hükümeti’nin ve İngilizlerin tüm baskı ve engellemelerine karşın Kongre 11 Eylül 1919 günü sekizinci oturumunu tamamlayarak sona erdi. Kongre çalışmalarından sonra on maddeden oluşan bir beyanname yayınlandı. Buna göre; Sivas …
- Erzurum Kongresi ve Heyet i TemsiliyeAmasya’dan Erzurum’a hareket eden Mustafa Kemal Paşa, 3 Temmuz günü Erzurum’da halk tarafından büyük coşkuyla karşılandı. Kazım Karabekir Paşa ile görüşen ve resmi görevinden ayrılan Mustafa Kemal Paşa, kongre hazırlıkları ile ilgilendi. Kongre 23 Temmuz’da dualar ile çalışmasına başladı ve 7 Ağustos Perşembe günü sona erdi. Kongre’de kabul edilen tüzük ile Mustafa Kemal’in başkanlığında dokuz …