Hezimet

İslam Alemi’nin ve İslam Alemini müdafaa eden aziz Türk Milleti’nin en büyük hezimeti birinci cihan harbinin ardından olmuştur. Bu hezimet, geçmişteki yenilgiler gibi sadece askeri safhalarda olmamıştır. Türk Milleti, Türkistan bozkırından Anadolu’ya buradan da Avrupa’ya taşıdığı binlerce yıldır biriktirdiği kültürünün yıkılmasına şahit olmuştur.
Düşman, mert değil namerdin ta kendisiydi. İslam’ın ve aynı zamanda Türk Milletinin kutsallarına saldırmıştı. Oysaki gerçek bir Müslüman asla her ne olursa olsun kimsenin değerlerine saldırmaz iken bu gafil güruh bunları yapmıştı.
Hezimet adlı bu yazımda sizlere iki örnek ile düşmanın bizlere nasıl muamele ettiklerini yazacağım. Sürç-ü lisan olur ise affola.
Yıl 1921. Osmanlı İmparatorluğu’nun neredeyse 400 yıl ‘’Adalet’’ ile hükmettiği Rumlar, Ankara vilayeti hudutlarına kadar ilerliyordu. Bu ilerleyişlerinde ne kadar İslami değer varsa hepsini katlediyordu. (Kadınlarımızın örtüleri çıkartılıp atıyorlar, Camilerimizi tahrip edip yıkıyorlar, Çoluk çocuk yaşlı demeden herkesi katlediyorlardı…)
Rum olsun Sırp olsun fark etmez. Bizim tarihimizi bizden daha iyi biliyorlar. Bu yeni diziler çıkmadan evvel Ertuğrul Gazi’yi bilen çok az kişi vardı. Lakin onlar hiçbir zaman unutmamıştı. Aşağıdaki fotoğrafı düzenli olarak gittiğim Ertuğrul Gazi türbesinden sizler için bizzat çektim.

Bir diğer rezalet Osman Gazi’nin türbesinde yapılanlardır. Rum komutan Yüzbaşı Sofoklis, Osman Gazi türbesine gidip, sandukayı tıklatarak “Kalk da Bursa’yı kurtar” sözleri Türk Milletinin ve İslam Aleminin kalbine saplanmış birer hançer gibidir.

Hezimet bu yapılanlarla da sınırlı değildir. Nice eserlerimiz yağmalandı, nice türbelerimiz tahrip edildi. Kısacası bu milletin tüm değerleri ayaklar altına alındı. Ama bu onlar için yetmedi… Bu millet kendine düşmandan daha çok zarar verdi.
Unutmayın! Düşman hiçbir şeyi unutmuyor. Sağlıcakla kalın.