Büyük Selçuklularda Devlet ve Saray Teşkilatı

A-Devlet Teşkilatı
Devletin kurulduğu ilk dönemlerde kendi millet başkanlığına olabildiğince bağlı kalan Selçuklular, Karahanlı, Gazneli ve Samani devletlerinin teşkilatlarından epey faydalanmışlardır. Kısa sürede hakimiyet sahalarını genişleten Selçuklu sultanları, devletin idaresindeki ihtiyaçlara binaen teşkilatlarını genişletmişler ve zamanla da yenileme yoluna gitmişlerdir. İslamiyet’i kabul eden Selçuklular, kendi teşkilatlarını genişletir ve yenilerken İslami esaslara uymuşlar ve bu esaslara kendi teşkilat kapasitelerinde muntazam şekilde itibar etmişlerdir. Bunu da uygulamak için Abbasi devlet teşkilatından faydalanma yoluna gitmişlerdir.
1-Hükümdar
Selçuklularda devlet, önceden kurulan Türk hakimiyetlerindeki gibi hanedanın ortak sorumluluğuydu. Devleti yöneten hükümdarın, hanedan mensubu olması zorunluydu.
2-Hükümdarlık Alametleri
a-Hutbe
Hutbe, Cuma namazı kılınan camilerde hatip tarafından okunurdu. Hutbede, halifenin adından sonra hükümdarın adı söylenirdi. Lakin tam bağımsız olmayan ve bir sultana uyan sultanların adları tabii olduğu sultanın adından sonra söylenirdi.
b-Sikke

Kendi adına para bastırmak, hutbeden sonra önemli bir hükümdarlık alameti sayılmaktaydı. Tabii hükümdarlardan sadece zengin olanlar sikke bastırabilir ve önce tabii oldukları hükümdarın, sonrada kendi adını paraya yazdırabilirdi. Aksi durumda yani bağlı olduğu hükümdarın adını yazdırmayanlar bağımsız olduğunu ilan edip isyan etmiş sayılmaktaydı.
c-Tevki ve Tuğra
Aslen Arapça kelime olan tevki , padişah fermanlarına, menşur ve mektuplara konulan ve imza yerini tutan alamet, nişan, tuğra ve mühürle anlamdaş olarak da kullanılmıştır. Kısaca padişah tuğrasını taşıyan ferman da denilmektedir.
Türkçe bir kelime olan tuğra ise, Oğuz hakanlarının Selçuklu ve Osmanlı padişahlarının resmi yazılarda ve paralarda imza yerine kullandıkları, özel şekilli işarettir. Tuğra padişah adına belgenin üst kısmına, besmele üzerine kalın uçlu kalemle yazılan isim, lakap ve dua cümlesinden ibarettir.
d-Ünvan ve Lakaplar
Bir padişahın hükümdarlık alametlerinden biri de ünvan ve lakaplardır. Bazı ünvan ve lakaplar sadece sultanlara verilmiştir. Hanedana bağlı kişiler, melikler, diğer askeri ve sivil zümreyede ünvan verilirdi. Ancak bunlar sultanların kullandıklarından olmazdı. Hatta çoğu padişah, meliklik devri ile sultanlık devrinde farklı ünvan kullanmıştır. Örneğin, Tuğrul Bey; Sultanü’l-Muazzam Şahanşah el-Ecel Rükneddin. Sultan Alparslan; Meliklik devrinde, Emirü’ l-Ecel, sultanlık devrinde Sultanü’l-Muazzam Şahanşah Melikü’ l-İslam. Sultan Mahmud; Sultanu’l-Muazzam gibi.
e-Arma ve Çetr
Arma, sözlükte hükümdarlara, büyük ailelere, belli başlı kişi kuruluş veya şehirlere mahsus alamet ve üzerinde böyle bir alamet olan levhadır. Büyük Selçuklular’ın ok ve yayı arma olarak, çetr ve paraların üstünde de kullandıkları görülmüştür.

Çetr, bir mızrak üzerinde havada küçük bir kubbe şeklinde açılan saltanat şemsiyesidir. Padişahlar, harbe veya alayla bir yere giderken at üzerindeki çetrci biraz geriden gelerek şemsiyeyi sultanın başı üzerinde tutar idi.
f-Nevbet ve Sancak

Nevbet, diğer adı bando olan nevbet bir mızıka takımıydı. Bu takım sultan kapısında beş namaz vakti nöbet çalar. Eyaletlere gönderilen meliklerse kapılarında üç vakit nöbet çaldırabilir çünkü nöbet sayısını beşe çıkaran melik isyan etmiş sayılırdı. Ayrıca bu takım sultan ile birlikte seferede giderdi.

Sancak, lügatte bir devletin bir askeri birliğin şeref ve gururunu temsil eden kenarları saçaklı, üzerinde türlü şekiller ve işlenmiş yazılar bulunan, yere dikilecek şekilde yapılmış gönderli bayraktır. Selçuklu sultanları çeşitli renklerde sancaklar kullanmışlardır. Hatta bu kullanılan sancaklara büyük saygı gösterilirdi.
g-Saray ve Saltanat Çadırları
Hükümdarların ya da devlet başkanlarının oturduğu büyük ve gösterişli bina olan saray da hükümdarlık alametleri arasındadır. Özellikle başkentlerde inşa edilen sarayların heybet ve güzelliği sultanlar için ayrı bir propaganda aracı olmuştur.
Saraylar gibi saltanat çadırları da hükümdarlık alametleri arasında sayılmaktadır. Saltanat çadırları hazine dairelerinde saklanır ve bu hareket onlara verilen maddi ve manevi değerin büyüklüğünün timsalidir. Saltanat çadırının kurulması sefere çıkma işareti sayılırdı. Ayrıca bu çadırlar bazı merasim ve sevinçli anlar için de kurulmuştur.
B-Saray Teşkilatı
Saray teşkilatı, hükümdarın kendisini, ailesi ve maiyetini içine alır. Selçuklu sultanlarının saraylarında hükümdar hizmetinde kullanılmak için alınıp eğitilen ve saray hizmetlerine atanan pek çok vazifeli bulunmaktadır. Bunlar;
a-Hacibü’l-Hüccab
Selçuklularda vezir ve divan üyeleri ile sultan arasındaki yazışmaları, konuşma ve buluşmaları düzenleyen kişidir. Türkçe Agaci de denilmektedir. Hacipler, saraydaki bütün vazifeli kişileri denetler, onların başarılı bir şekilde çalışmaları için uğraşırlar.
b-Yasacılık
Siyasetname’ye göre sarayda Hacibü’l-Hüccaplık’ tan sonra en mühim görev Yasacılık’tır. Yasacı olan birinin yirmisi altın yirmisi gümüş asalı hademelerdir.
c-Emir Candar
Hükümdarın saray muhafazasına memur ettiği kişiler candarlardır ve amirlerine Emir Candar denilir. Bu candarlar arasında da Atabeg mevkine kadar yükselenler olmuştur. Örneğin, Atabeg Gümüştegin Candar gibi.
d-Emir-i Silah
Törenlerde sultanın silahını taşıyan kişidir. Zeradhane ya da zırhhane denilen silahhaneyi koruyan silahdarların amiridir. Silahdarlara bazı yerlerde Silahi denilse de Siyasetname’de silahdar olarak geçmektedir.
e-Emir-i Alem
Hükümdarın bayrağını taşıyan Rayet-i Devlet denilen ve onu koruyan alemdarların reisidir.
f-Camedar
Camedar, sultanın kıyafetlerini korurdu. Osmanlı’da Cuhadar sonraki dönemlerde de Esvabçıbaşıya eş görevdedir.
g-Şarabdar-ı Has
Sultanın içeceğini hazırlayan ve toplantılarda yemekle görevli hizmetlidir. Şarabdar-ı Has’ın emri altında şarabhane denilen yerde görev yapan hizmetliler de mevcuttur. Hatta buraya ait kiler de bulunmaktadır.
h-Taştdar veya Abdar
Leğen anlamına gelmekte olan taşt-teşt, sonraları İbrikdar’a alem olmuştur. İbrikdar, sultanın elini yıkadığı zaman ona leğen ve ibrik tutar.
i-Emir-i Ahur
Sarayın ve sultanın hayvanlarına bakan has ahurun hademe, at bakıcısı ve diğer görevli kişilerin emiri olan kişiye Emir-i Ahur denilmiştir.
j-Serhenk veya Çavuş
Sultan alaylarının önünde olan ve yol açan kişiler olup bir diğer ad olarak Durbaş da denilirdi. Ayrıca bu kişiler ulaklık ile haber hizmetlerinde de görevlilerdir.
Selçuklu sarayında bahsi geçenlerden hariç Hasekiler, Hadimler ve Vuşak olarak bilinen saray görevlileri de bulunmaktadır.
Blok yazımı okuduğun için teşekkür ederim. Başka yazılarda görüşmek dileğiyle…
KAYNAK
- Doğuştan Günümüze Büyük İslam Ansiklopedisi
- Nizamiye Medreseleri ‘ni Kim Kurdu? Ne Zaman ve Nerede Kuruldu?Büyük Selçuklu Devleti, sahip olduğu topraklarda İslâm dünyasına hizmet etmek amacıyla birçok eser yaptırmıştır. Bu eserlerden biri de Nizamiye Medreseleri ’dir. O dönemin medreseleri bugünün üniversiteleri yani yükseköğretim kurumlarıdır. Nizamiye Medreseleri ‘ni Kim Kurdu? Büyük Selçuklu Devleti’nin ilk medresesi, Tuğrul Bey zamanında Nişabur’da yaptırılmıştır. Selçuklu’nun sistemli olarak yaptırılan ilk medreseleri ise Alparslan döneminde bizzat onun…
- Muhammed Alparslan: Büyük Selçuklu Devleti HükümdarıMuhammed Alparslan, Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci hükümdarıdır, ilki Tuğrul Bey yani Alparslan’ın amcasıdır. 1064-1072 Alparslan’ın saltanat yıllarıdır. Horasan Meliki olan Çağrı Bey’ in oğludur. Doğum tarihi yüksek ihtimalle 20 Ocak 1029’dur. 1049 tarihinde Karahanlılar’a karşı zafer kazandı. 1058 yılında Gazneliler’e karşı zafer kazandı. 1059 senesinde Çağrı Bey vefat etti. Babası ölünce Horasan Meliki Alparslan oldu….
- Yüz Bin Esir Alınan Eşsiz Bir Zafer Pasinler SavaşıPasinler Savaşı, Tuğrul Bey Döneminde Selçuklu – Bizans kuvvetleri arasında Erzurum ilinin bir ilçesi olan Pasinler (Hasankale) bölgesinde 1048 senesinde gerçekleşmiştir. Buranın eski adı Hasankale olduğundan dolayı kaynaklarda Hasankale Savaşı olarak da geçmektedir. Savaş tam olarak bu bölgede yaşanmıştır. Pasinler Savaşı Nedenleri Cend şehrine göç ettiklerinden itibaren yurt arayışında olan Selçuklular, Anadolu’yu keşfetti ve Anadolu’yu…
- Malazgirt Savaşı ve Anadolu’nun FethiMalazgirt Savaşı ile Selçukluların Anadolu Yolculuğu başlar. Savaşın akabinde kazanılan büyük bir zaferle beraber Anadolu’yu kendilerine yurt tutmaya peyder pey başlamışlardır. Daha eskiye gidecek olursak eğer. Orta Asya’dan göç edip Orta Doğu’ya yerleştiler. Selçuk Bey 1000 atlı ile birlikte Cend şehrine göç etti ve burada Müslüman oldular. Bu bölgede Gazneli ve Karahanlı çatışmalarının arasında kalan…
- Sencer : Son Büyük Selçuklu HükümdarıSencer b. Melikşah, 5 Kasım 1086’da Sincar‘da doğmuştur. Türkçe de saplamak, sançmak anlamına gelen Sancar adı verilmiştir. Bu isim sonradan Sencer şeklini almıştır. Kaynaklarca Sencer adını doğduğu yerden dolayı aldığı da ileri sürülmüştür. Daha altı yaşında iken babasını kaybetmiştir. Meydana gelen taht kavgalarından dolayı gereken eğitimi alamamıştır. Lakin küçük yaştaki azmiyle askeri ve idari meselelerle…
- Sultan Melikşah: Uyanış Dizisindeki Melikşah Kim?Melikşah , 6 Ağustos 1055 tarihinde dünyaya gelmiştir. Annesi Seferiye Hatundur. Babası Sultan Alparslan b. Çağrı, Melikşah’ı küçüklüğünden beri büyük bir özenle yetiştirmiştir. O henüz dokuz yaşlarındayken vezir Nizamü’l-Mülk’ ün yanında cenge katılmıştır. Sultan Alparslan, Gürcistan seferinde oğlu Melikşah’ı ve veziri Nizamü’l-Mülk’ü de götürür ve onları ordugahta bırakmıştır. Onlarda boş durmayıp ordugahın çevresindeki birkaç kaleyi…
- Büyük Selçuklularda Devlet ve Saray TeşkilatıA-Devlet Teşkilatı Devletin kurulduğu ilk dönemlerde kendi millet başkanlığına olabildiğince bağlı kalan Selçuklular, Karahanlı, Gazneli ve Samani devletlerinin teşkilatlarından epey faydalanmışlardır. Kısa sürede hakimiyet sahalarını genişleten Selçuklu sultanları, devletin idaresindeki ihtiyaçlara binaen teşkilatlarını genişletmişler ve zamanla da yenileme yoluna gitmişlerdir. İslamiyet’i kabul eden Selçuklular, kendi teşkilatlarını genişletir ve yenilerken İslami esaslara uymuşlar ve bu esaslara…
- Atabey Özbek ve Moğolların Beylekân BozgunuAtabey ne demek gelin önce onun tanımını yapalım. Osman Turan Bey’e göre: Ata ve bey kelimelerinin birleşmesiyle oluşan bu kavram ilk defa Büyük Selçuklularda ortaya çıkmıştır. Ancak Orhun Abideleri’nde Yollug Tigin kendisini Kül Tigin (Köl-Tigin) atası olarak takdim etmektedir. İlk defa Sultan Alp Arslan oğlu Melikşah’ı eğitmesi için Nizamülmülk’ü atabey tayin etmiştir. Atabeylik bundan sonra…
- Dandanakan Savaşı Kimler Arasında Oldu. Önemi ve SonuçlarıDandanakan Savaşı kimler arasında oldu? Dandanakan Savaşının önemi nedir? Sonuçları nelerdir? Türk-İslam hatta dünya tarihi için önem arz eden Dandanakan Zaferini öncesiyle sonrasıyla geniş bir özetini okuyalım Dandanakan Savaşı Kimler Arasında Oldu? Dandanakan Savaşını önemli kılan etkenlerden biri iki Türk devletinin savaşmasıdır. Büyük Selçuklu Devleti ile Maveraünnehir’deki en önemli rakibi, diğer bir Türk devleti olan…
7 Comments